Sosyal Ağlarda Biz
English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

++Sitene Ekle

15 Haziran 2015 Pazartesi

Yapay Depremler, Marmara Depremi (HAARP, Kıyamet Teknolojisi)

Yapay Depremler, Marmara Depremi (HAARP, Kıyamet Teknolojisi)

Sistemi kabullenmeyen şahıs,
Yeniden merhaba.

Çığ gibi büyüyen ilgin ve doğruyu arayışın için teşekkür ediyorum.
Kendimi iyi hissettim.

Bir Cuma günü daha gelip çattı ve yeni ifşalar ile tekrar karşındayım.

Öhö öhö.



Bugün ifşa edeceğimiz konu: ''Suni'', yani ''Yapay'' depremler. Korkabilirsin, çünkü ben bu bilgilere ulaştığımda araştırmaktan ve yazı yazmaktan vazgeçmiştim. Gözlerim dolmuştu.


Ama pes etmemeye karar verdim. Ve seninle paylaşacağım. Ben susarsam, sen susarsan, o susarsa ne olacak halimiz?


Sevdiğim gruplardan Duman versin cevabını, eğer susarsam/susarsak ''halimiz dumaan amaaan..''

''Ne demek oluyor bu?''

Bazı depremlerin doğal olmadığı, birileri tarafından yapıldığı demek oluyor bu.

Konuya bodoslama dalmadan önce, Lady Gaga yazısında deşifre ettiğim İlluminati kartlarından, bu konuyla alakalı olanı, yeniden ortaya koymak istiyorum. Malum, üşengeç Türk bireyleri olaraktan  TV izlemeye saatler ayırırken, 5-6 satır bir şey okumaya zaman bulamıyoruz...

Çok meşgul insanlarız.

Lady Gaga yazısını okumamış cancağızım, ''üşen''meden bu ön bilgileri senin için yazıyorum:

1994'te ortaya sürülen İlluminati ''Yeni Dünya Düzeni'' kartları, 2011'de gerçekleşen Japonya Depremi'ni ve Tsunamisini ilgilendiren 2 kart içeriyor.

Yani 1994'te çıkmış iki kart, Japonya Depremi'ni ve Tsunamisi'ni o günden biliyor.

Vay be.

İşte o kartlar:


Lady Gaga yazısını yazarken, bunu nasıl yapabildiklerini söylememiştim. Başka yazıda yazacağım demiştim.

Evet, işte yazıyorum.

''Bunu nasıl yapıyorlar? Mikail de mi İlluminati?''

Hayır, Mikail tabi ki İlluminati değil. Ama senin tahmininden bile daha büyük bir teknoloji var. Mikail'e ve ilahi düzene kafa tutan ''kanlı'' eller var.

1856 yılında, Yugoslavya'da bir köyde (Şu anda Sırbistan sınırları içerisinde) Nikola Tesla adında bir güruh dünyaya geldi.
Bu güruh, şu anda hayatında olan ve teknolojinin canı, ciğeri sayılabilecek birçok eyin mucidi.

Tam bir elektrik adamı.

Florasan lambayı, neon ışıklarını, hızlıölçeri, radarı, mikrodalga fırını, otomobillerin ateşleme sistemini, elektron mikroskobunu, bu adamın icat ettiğini bilen çok azdır.

Günümüzdeki çoğu cihazın çalışmasını sağlayan ve evlerde, sanayilerde kullanılan ''Alternatif' Akım''ın temelleri de bu adam sayesinde oluşmuştur.


Binlerce volt arasında, kılı bile kıpırdamadan nasıl da kitap okuyor kereta.

Fantezi.

Bu herif hakkında bir takım iddialar var. Bu iddiaların inanılabileceğine, yazının sonunda eminim ki sen de karar vereceksin.

Bu adam öyle çalışmalar yapıyor ki, ABD, araştırmalarının yakın takipçisi oluyor. Zaten hayatı ABD'de sürüyor, zamanında ABD'ye göç etmiş. Bu çalışmalarından biri ''Kablosuz Elektrik'' diye basitçe tanımlayabileceğimiz şey.

''Bu mümkün mü?''

Evet. 

Kayıp şehir Atlantis hakkında bir şeyler okuduysan veya izlediysen, bu şehrin göbeğinde bir kristal olduğunu da bilirsin. Bu kristali biliyorsan, Atlantis halkının elektrikli cihazlarını, o kristalle çalıştırdıklarını ve ışığı bu sayede elde ettiklerini de bilirsin. O kristalin yarattığı ışımalar ve dalgalar sayesinde elektrik elde etmişlerdir.

Bunlar, literatürde yazılı olarak elimizde yoktur, ancak kimse tarafından da yalanlanmamaktadır.

Bu adam, tamamı bakırdan yapılma bir kule inşa ediyor ve cihazlara kablosuz elektrik iletmeyi hedefliyor. Hatta bu sayede dünyanın her yerine ulaşabilen bir telsiz de devreye sokacak. Ancak ABD, tehlikeli görüyor ve o kuleyi yıkıyor. Hatta yıkamıyor, parça parça söküyor.


Bir iddiaya göre, 20.YY'da bir adam, bir inşaata giriyor. Cebinden çıkardığı bir cihazı duvara dayıyor. İnşaat görevlileri adamı engellemeye çalışırken birden bire inşaat sallanmaya başlıyor. Daha sonra bölgeye polislerin gelmesi ile adam cihazı cebine tekrar sokup kaçıyor. 

O cihaz ''TELEFORCE'' cihazıdır.
O adam da Nikola Tesla'dır.

Teleforce cihazı, deprem yaratabilmektedir. Nikola Tesla, bu cihazı geliştirmek için dökümanlar yazarken ve çözümler ararken, bir otel odasında ölmüştür. ABD ordusu, dökümanları ''tehlikeli'' bularak, dökümanlara el koymuştur.

Ve böylece HAARP serüveni başlar...


HAARP, Alaska'da ABD Ordusu'na bağlı olarak işlev görmekte olan bir bilimsel araştırma merkezinde yaşamaya devam ediyor.

Amacı iyonosferi araştırmaktır. Ve ilk kez ''Nikola Tesla'' tarafından kıvılcımlandığı herkes tarafından bilinmektedir.

Tesla, atmosfere dalgalar göndermiş ve bunun çok daha güçlü bir şekilde geri döndüğünü görmüştür. Benim ''Kablosuz Elektrik'' olarak size sunduğum çalışma bundan ibaret işte. 40 km. uzaklıktan 100 ampulü yakmıştır Tesla, bu teknoloji ile.

Günümüzde Alaska'daki üs de benzer bir etkinlik yürütmekte...

İyonosfere yolladığı radyo dalgalarını istedikleri yere yansıtabilmektedir.

''Ne yapabilir ki bu dalgalar ile?'' deme.

Bu sayede,

Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir.
Ozon tabakası üzerinde değişiklik yapabilir.
İklimleri değiştirebilir.
Deprem yaratabilir.
Termonükleer patlama yaratabilir.
Su dalgalarını kontrol edebilir. Yani tsunami de yaratabilir.
Yarattığı elektromanyetik dalgaları insanlara yönelterek, beyinleri kontrol edebilir.

Korkunç.

Hatta iğrenç.

İşte bu yüzden, bu HAARP'a çoğu ülke ve insan karşı çıktı zamanında. Ancak günümüzde yönetilen ve sürekli önüne yeni şey konulan ulusal ve küresel medya, insanları uyandıracak bu gelişmeleri aktarmaktan yoksun.

Alaska'da kapalı bir alanda böyle bir faaliyet var ancak kimsenin haberi yok. Alaska'da 20 civarı kişi yaşıyor zaten. Kimsenin gelip geçmediği, ıssız bir yer. Uçakların geçmesi bile yasak ve tehlikeli...Elektromanyetik dalgalar yüzünden.

Oh mis.

Pembe pamuklar üzerinde paşa paşa görüyorlar işlerini. Kıytırık bir de internet sitesi yapmışlar, işi ''biz gizli değiliz yiaa'' boyutuna getirmek için.

İyonosfere yolladıkları dalgalar, kutup ışımalarına benzer bir ışıma yaratıyor. Şekil A:





Bu dalgaları yönlendirdikleri yerde, saydığım maddelerdeki herhangi bir şeyi gerçekleştirebiliyorlar.


Bu dalgaları yansıttıkları anda, gökyüzünde fotoğraflardaki gibi değişiklikler oluyor. Yani eğer yapay olarak deprem gerçekleşiyorsa, tsunami vs. gerçekleşiyorsa bunu anlayabiliyoruz.


Ayrıca internet tarihinde en çok sansür yiyen konu da ''HAARP''mış biliyor muydun?


Pekiiii...


Gelelim o zaman şu bahsini ettiğim YAPAY DEPREMLER'e...


Tarihte, diğer depremlerden ayrılan 4 adet deprem var. Bunları ben ayırdım, tarihçiler değil ehehe.


Çünkü bu depremler, diğerlerinin aksine farklı birkaç şey barındırıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder



/*-----3 sütun değil 4 sütun istiyorum diyenlere-----*/

Yapay Depremler, Marmara Depremi (HAARP, Kıyamet Teknolojisi)

Yapay Depremler, Marmara Depremi (HAARP, Kıyamet Teknolojisi)

Sistemi kabullenmeyen şahıs,
Yeniden merhaba.

Çığ gibi büyüyen ilgin ve doğruyu arayışın için teşekkür ediyorum.
Kendimi iyi hissettim.

Bir Cuma günü daha gelip çattı ve yeni ifşalar ile tekrar karşındayım.

Öhö öhö.



Bugün ifşa edeceğimiz konu: ''Suni'', yani ''Yapay'' depremler. Korkabilirsin, çünkü ben bu bilgilere ulaştığımda araştırmaktan ve yazı yazmaktan vazgeçmiştim. Gözlerim dolmuştu.


Ama pes etmemeye karar verdim. Ve seninle paylaşacağım. Ben susarsam, sen susarsan, o susarsa ne olacak halimiz?


Sevdiğim gruplardan Duman versin cevabını, eğer susarsam/susarsak ''halimiz dumaan amaaan..''

''Ne demek oluyor bu?''

Bazı depremlerin doğal olmadığı, birileri tarafından yapıldığı demek oluyor bu.

Konuya bodoslama dalmadan önce, Lady Gaga yazısında deşifre ettiğim İlluminati kartlarından, bu konuyla alakalı olanı, yeniden ortaya koymak istiyorum. Malum, üşengeç Türk bireyleri olaraktan  TV izlemeye saatler ayırırken, 5-6 satır bir şey okumaya zaman bulamıyoruz...

Çok meşgul insanlarız.

Lady Gaga yazısını okumamış cancağızım, ''üşen''meden bu ön bilgileri senin için yazıyorum:

1994'te ortaya sürülen İlluminati ''Yeni Dünya Düzeni'' kartları, 2011'de gerçekleşen Japonya Depremi'ni ve Tsunamisini ilgilendiren 2 kart içeriyor.

Yani 1994'te çıkmış iki kart, Japonya Depremi'ni ve Tsunamisi'ni o günden biliyor.

Vay be.

İşte o kartlar:


Lady Gaga yazısını yazarken, bunu nasıl yapabildiklerini söylememiştim. Başka yazıda yazacağım demiştim.

Evet, işte yazıyorum.

''Bunu nasıl yapıyorlar? Mikail de mi İlluminati?''

Hayır, Mikail tabi ki İlluminati değil. Ama senin tahmininden bile daha büyük bir teknoloji var. Mikail'e ve ilahi düzene kafa tutan ''kanlı'' eller var.

1856 yılında, Yugoslavya'da bir köyde (Şu anda Sırbistan sınırları içerisinde) Nikola Tesla adında bir güruh dünyaya geldi.
Bu güruh, şu anda hayatında olan ve teknolojinin canı, ciğeri sayılabilecek birçok eyin mucidi.

Tam bir elektrik adamı.

Florasan lambayı, neon ışıklarını, hızlıölçeri, radarı, mikrodalga fırını, otomobillerin ateşleme sistemini, elektron mikroskobunu, bu adamın icat ettiğini bilen çok azdır.

Günümüzdeki çoğu cihazın çalışmasını sağlayan ve evlerde, sanayilerde kullanılan ''Alternatif' Akım''ın temelleri de bu adam sayesinde oluşmuştur.


Binlerce volt arasında, kılı bile kıpırdamadan nasıl da kitap okuyor kereta.

Fantezi.

Bu herif hakkında bir takım iddialar var. Bu iddiaların inanılabileceğine, yazının sonunda eminim ki sen de karar vereceksin.

Bu adam öyle çalışmalar yapıyor ki, ABD, araştırmalarının yakın takipçisi oluyor. Zaten hayatı ABD'de sürüyor, zamanında ABD'ye göç etmiş. Bu çalışmalarından biri ''Kablosuz Elektrik'' diye basitçe tanımlayabileceğimiz şey.

''Bu mümkün mü?''

Evet. 

Kayıp şehir Atlantis hakkında bir şeyler okuduysan veya izlediysen, bu şehrin göbeğinde bir kristal olduğunu da bilirsin. Bu kristali biliyorsan, Atlantis halkının elektrikli cihazlarını, o kristalle çalıştırdıklarını ve ışığı bu sayede elde ettiklerini de bilirsin. O kristalin yarattığı ışımalar ve dalgalar sayesinde elektrik elde etmişlerdir.

Bunlar, literatürde yazılı olarak elimizde yoktur, ancak kimse tarafından da yalanlanmamaktadır.

Bu adam, tamamı bakırdan yapılma bir kule inşa ediyor ve cihazlara kablosuz elektrik iletmeyi hedefliyor. Hatta bu sayede dünyanın her yerine ulaşabilen bir telsiz de devreye sokacak. Ancak ABD, tehlikeli görüyor ve o kuleyi yıkıyor. Hatta yıkamıyor, parça parça söküyor.


Bir iddiaya göre, 20.YY'da bir adam, bir inşaata giriyor. Cebinden çıkardığı bir cihazı duvara dayıyor. İnşaat görevlileri adamı engellemeye çalışırken birden bire inşaat sallanmaya başlıyor. Daha sonra bölgeye polislerin gelmesi ile adam cihazı cebine tekrar sokup kaçıyor. 

O cihaz ''TELEFORCE'' cihazıdır.
O adam da Nikola Tesla'dır.

Teleforce cihazı, deprem yaratabilmektedir. Nikola Tesla, bu cihazı geliştirmek için dökümanlar yazarken ve çözümler ararken, bir otel odasında ölmüştür. ABD ordusu, dökümanları ''tehlikeli'' bularak, dökümanlara el koymuştur.

Ve böylece HAARP serüveni başlar...


HAARP, Alaska'da ABD Ordusu'na bağlı olarak işlev görmekte olan bir bilimsel araştırma merkezinde yaşamaya devam ediyor.

Amacı iyonosferi araştırmaktır. Ve ilk kez ''Nikola Tesla'' tarafından kıvılcımlandığı herkes tarafından bilinmektedir.

Tesla, atmosfere dalgalar göndermiş ve bunun çok daha güçlü bir şekilde geri döndüğünü görmüştür. Benim ''Kablosuz Elektrik'' olarak size sunduğum çalışma bundan ibaret işte. 40 km. uzaklıktan 100 ampulü yakmıştır Tesla, bu teknoloji ile.

Günümüzde Alaska'daki üs de benzer bir etkinlik yürütmekte...

İyonosfere yolladığı radyo dalgalarını istedikleri yere yansıtabilmektedir.

''Ne yapabilir ki bu dalgalar ile?'' deme.

Bu sayede,

Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir.
Ozon tabakası üzerinde değişiklik yapabilir.
İklimleri değiştirebilir.
Deprem yaratabilir.
Termonükleer patlama yaratabilir.
Su dalgalarını kontrol edebilir. Yani tsunami de yaratabilir.
Yarattığı elektromanyetik dalgaları insanlara yönelterek, beyinleri kontrol edebilir.

Korkunç.

Hatta iğrenç.

İşte bu yüzden, bu HAARP'a çoğu ülke ve insan karşı çıktı zamanında. Ancak günümüzde yönetilen ve sürekli önüne yeni şey konulan ulusal ve küresel medya, insanları uyandıracak bu gelişmeleri aktarmaktan yoksun.

Alaska'da kapalı bir alanda böyle bir faaliyet var ancak kimsenin haberi yok. Alaska'da 20 civarı kişi yaşıyor zaten. Kimsenin gelip geçmediği, ıssız bir yer. Uçakların geçmesi bile yasak ve tehlikeli...Elektromanyetik dalgalar yüzünden.

Oh mis.

Pembe pamuklar üzerinde paşa paşa görüyorlar işlerini. Kıytırık bir de internet sitesi yapmışlar, işi ''biz gizli değiliz yiaa'' boyutuna getirmek için.

İyonosfere yolladıkları dalgalar, kutup ışımalarına benzer bir ışıma yaratıyor. Şekil A:





Bu dalgaları yönlendirdikleri yerde, saydığım maddelerdeki herhangi bir şeyi gerçekleştirebiliyorlar.


Bu dalgaları yansıttıkları anda, gökyüzünde fotoğraflardaki gibi değişiklikler oluyor. Yani eğer yapay olarak deprem gerçekleşiyorsa, tsunami vs. gerçekleşiyorsa bunu anlayabiliyoruz.


Ayrıca internet tarihinde en çok sansür yiyen konu da ''HAARP''mış biliyor muydun?


Pekiiii...


Gelelim o zaman şu bahsini ettiğim YAPAY DEPREMLER'e...


Tarihte, diğer depremlerden ayrılan 4 adet deprem var. Bunları ben ayırdım, tarihçiler değil ehehe.


Çünkü bu depremler, diğerlerinin aksine farklı birkaç şey barındırıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

/* -----Bitiş-----*/