Sosyal Ağlarda Biz
English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

++Sitene Ekle

30 Mayıs 2015 Cumartesi

Benjamin Netanyahu ve Yahudilerin Baş Hahamı Rabbi Lubavitch arasında geçen konuşma (18 Kasım 1990)

Benjamin Netanyahu ve Yahudilerin Baş Hahamı Rabbi Lubavitch arasında geçen konuşma (18 Kasım 1990)



HZ.MEHDİ VE ŞAM (YORUMSUZ)

HZ.MEHDİ VE ŞAM (YORUMSUZ)

“Şam’ın ortasından, adına Süfyânî denilen ve kendisine tabi olanların çoğunun Kelb kabilesinden olacağı birisi çıkar. O insanları öldürür, hatta kadınların karınlarını deşip çocuklarını katleder. Sonra onunla savaşmak için bir ordu toplanır ve onu öldürür.” (İmam-ı Suyûtî)
“Medine reisi, Mekke’deki Haşimilere bir ordu gönderir, ancak Haşimiler bu orduyu hezimete uğratır. Bunun üzerine Şam’ın o günkü sahibi olan Süfyani, içinde altı yüz yabancı olan yeni bir orduyu tekrar Haşimi’lerin üzerine gönderir. Aydınlık bir gecede bu ordu çölde giderken, bir çoban farkederek ‘Vay Mekke’nin başına gelene’ şeklinde söylenirken, ordunun birden gözünün önünden kaybolduğunu görünce ‘Sübhanallah kısa zamanda nasıl da yok oldular’ diyerek onların battığı yere gelip ve yarısı yerde, yarısı yerin dışında kalmış bir yorganı yakalıyarak, çıkarmaya çalışır. Lakin çıkaramaz ve o zaman ordunun toprağa battığını anlar. Mekke reisine bunu müjdelemek için gider ve bunu duyan Mekke reisi ‘Elhamdülillah, bize kendisinden haber verilen alâmet işte buydu’ der.” (İmam-ı Suyûtî)
İnsanlar Şam diyarında toplanıncaya kadar Mehdi zuhur etmez.( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")
Şam'da fitneler bir taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir. Gökten çağırıcı bir melek "Mehdi emirinizdir. Mehdi Halifenizdir" demedikçe de fitneler bitmez. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s. 63)
"Şam diyarının merkezinde Haresta diye isimlendirilen köy helak edilinciye kadar Hz. Mehdi (a.s.) zuhur etmez."(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")
Ebu Nadre (r.a.) dedi ki; Cabir (r.a.)’ın yanında idik, şöyle dedi: “Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (ölçek), bir dirhem (bir ağırlık ölçüsüdür) sevk olunmayacak”. Dedik ki: “Bu kimden dolayı olur.” Dedi ki: “Acemler (‘Arap olmayanlar) bunu men’ ederler.” Sonra dedi: “Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile, bir ölçü birimidir) sevk olunmayacak”. “Bu kimden dolayı olur” dedik. “Rumlar’dan dolayı” dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)
“Bir halifenin ölümü anında (ehl-i hal ve akd arasında) ihtilaf olacak. (O zaman) Medine ahalisinden bir adam (Mehdi), kaçarak Mekke’ye gidecek. Mekke halkından bir kısmı ona gelecek ve istemediği halde onu (evinden) çıkaracaklar. Rükn-ü Yemanî ile Makam-ı İbrahim arasında ona biat edecekler. Onları (ortadan kaldırmak için) Şam’dan bir ordu gönderilecek. Ordu Mekke-Medine arasındaki el-Beyda’da yere batırılacak. İnsanlar bunu görünce Şam’ın Ebdâl’ı ve Irak ahalisinin velileri ona gelip biat ederler. Sonra Kureyş’ten, dayıları Kelb kabilesinden olan bir adam zuhur eder ve (Mehdi ve adamlarına) karşı bir ordu gönderir. Ama onlar bu orduya galebe çalarlar. Bu ordu, Kelbî’nin (ihtirasıyla çıkarılmış) bir ordudur. Bu Kelbî’nin ganimetine iştirak edemeyen zarara uğramıştır. Mehdi, malı taksim eder. Halk arasında peygamberlerinin sünnetini (ihya eder ve onun) ile amel eder. İslâm yeryüzüne yerleşir. Yedi yıl hayatta kalır. Sonra ölür ve müslümanlar cenaze namazını kılarlar.” (Ebu Dâvud: 4286, 4288, 4289



Peygamberimiz (sav) Şam’ın Haresta bölgesindeki…
Peygamberimiz (sav) Şamın Haresta bölgesindeki olayların Hz. Mehdi (as)ın çıkış alameti olduğunu bildirmiştirPeygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in ahir zamanda gerçekleşeceğini haber verdiği tüm olaylar Hicri 1400, yani Miladi 1979'dan bu yana birbiri ardına gerçekleşmektedir.

Bu olaylardan biri de Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden olan, "Haresta köyünün helak edilmesi"dir.

Peygamberimiz (sav) hadis-i şeriflerinde, Şam taraflarında Haresta denen yerde büyük olaylar olacağına işaret etmiştir:

Peygamberimiz (sav) Şamın Haresta bölgesindeki olayların Hz. Mehdi (as)ın çıkış alameti olduğunu bildirmiştir"Şam diyarının merkezinde, Haresta diye isimlendirilen köy helak edilinceye kadar, Hz. Mehdi (as) zuhur etmez." (Mer'iy b. Yusuf b. Ebu Bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")

Şam yakınlarındaki Haresta köyü toprağın altına girecek… Böyle olunca Mehdi’nin zuhurunu bekleyin. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s .359)

Büyük Ehl-i Sünnet alimi Suyuti Hazretleri de, Hz. Mehdi (a.s.)'ın çıkış alametlerinden birinin “Şam’ın Haresta köyünün batması” olduğunu belirterek, bir eserinde Peygamberimiz (sav)'in şu hadisine yer vermiştir:

Şam karyelerinden (köylerinden) Haresta denilen bir köyün batması. Pek çok insanı yok eden bir batma olması… (Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdi'sinin Alametleri, s. 44)

Peygamberimiz (sav) Şamın Haresta bölgesindeki olayların Hz. Mehdi (as)ın çıkış alameti olduğunu bildirmiştirNitekim tam mübarek Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in bildirdiği üzere, Suriye'nin Haresta bölgesinde, 2011 yılının Nisan ayından bu yana şiddetli çatışmalar gerçekleşmektedir.

Haresta'daki protesto eylemleri 2011 yılının Nisan ayında başladı. Bu gösterilerin ardından Suriye Silahlı Kuvvetleri bölgeye askeri müdahalede bulundu. Kasım ayına kadar kesintisiz bir şekilde de vam eden çatışmalar, esir tutulan arkadaşlarını kurtarmak isteyen direnişçilerin, Haresta'daki bir askeri üsse yaptıkları saldırı sonucu çok daha şiddetli bir hal aldı. Suriye Ordusunun tanklarla ve çok büyük bir askeri kuvvetle girdiği bölgede günlerce süren çatışmaların sonunda çok sayıda kişi hayatını yitirdi, binlercesi yaralandı, şehir tanınmaz hale geldi. Haresta'yı kısmen kontrol altına alan askerler binlerce kişiyi gözaltına aldılar.

25 Ocak 2012'de çatışmalar tekrar şiddetlendi. Protesto gösterisi yapan sivillerin üzerine ağır silahlarla ateş açıldı, yüzlerce kişi hayatını yitirdi ve yine binlercesi yaralandı.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in 1400 yıl önce haber verdiği bir ahir zaman alametinin daha, tam olarak hadiste bildirildiği şekilde gerçekleşmiş olması çok büyük bir mucizedir. Ortadoğu'da yıllardır bitmek bitmeyen bu çatışmalar, savaşlar, isyanlar ve kargaşa ortamı ahir zamanda mutlaka son bulacak, bölge özlenen huzur ve barışa Hz. Mehdi (as) vesilesiyle ulaşacaktır.

Hz mehdi hakkındaki Alimlerin söyledikleri




O (Hz. Mehdi (as)), orta boylu ve GÜZEL YÜZLÜ bir gençtir... YÜZÜNÜN NURU, saçının, sakalının ve başının siyahlığı üzerine GÜN GIBI PARLAR ve ona yücelik verir. (Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)


“O genç bir adamdır. Orta boyludur. Güzel yüzlüdür. Saçları, omuzlarının üzerine doğru sarkar. Yüzünün nurları ona azamet verir. Siyah saçlıdır. Siyah sakallıdır.” (Mer’iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Feraidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
“O (Mehdi), orta boylu ve güzel yüzlü bir gençtir. Saçları, omuzlarının üzerine sarkar. Yüzünün nuru, saçının, sakalının ve başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik verir.” (Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)



O ((HZ. MEHDİ (A.S.))YEŞİL GÖZLÜ (AYNU’L HADRA’), HİLAL KAŞLI, KALKIK BURUNLU, SIK SAKALLI, SAĞ YANAĞINA DOĞRU SAKALSIZ BİR GENÇTİR.
(Mehdi ile ilgili gelen haberler, (Nurul Ebsar)Ehl-i Beyt & Oniki İmam, Kutuplar ve Mezhep İmamlarının Menkıbeleri Şeblenci (1250),Tercüme: Saim Güngör, (Pamuk Yayıncılık Nisan 2004 Cilt: 628 77 93) s. 588-589

Hz. Mehdi(As)’In Burnunun Orta Bölümünde Belli – Belirsiz Bir Çıkıntı Vardır
“HZ. MEHDİ (AS)’IN) Saçı sıktır, alnı geniştir ve alnında hafif içbükeylik vardır.TAM KÖPRÜ BÖLÜMÜNDE ÇOK KÜÇÜK BİR ÇIKINTISI VARDIR…”
(Bihar-ül Envar, c. 13)


Hz. Mehdi (As)’In Cilt Rengi, Kırmızı Ile Karışık Beyazdır
Rengi ARAB RENGİDİR.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)




“(HZ MEHDİ (AS)) …MECZUM (HAFİF SAKALLI), KEVSEC (SAKALI YANLARDA AZ, AŞAĞI TARAFI İSE YANLARINA NAZARAN DAHA UZUN AMA DÜZELTİLMİŞ ŞEKİLDE)… BİR ADAMDIR…”
(Fetava-i Hadîsiyye, Ebü’l-Abbas Şehabeddin Ahmed İbn Hacer el-Heytemi – 41)

EY İNSANLAR, MEHDİ'NİN ÇIKIŞI İLE MÜJDELENİN. Çünkü AIlah'ın vaadi gerçektir, boşa çıkmaz. O'nun hükmü geri çevrilmez. O, her şeyi hikmet üzere yapar ve her şeyi bilir. Allah'ın fethi yakındır.(Yenabiu'l-Mevedde, sf. 440)


HZ. MEHDİ (AS)'NİN ALNINDA BİR İZ (YARA İZİ) VARDIR
Humrân bin A'yân der ki, İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam'a şöyle arzettim: "... (Hz. Mehdi (as)'nin) ALNINDA İZ VARDIR, yüzünde ise ben." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 252)
Humran bin A'yân der ki, İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam'a: "... (Hz. Mehdi (as)'nin) ALNINDA İZ VARDIR, yüzü güzellerin evladıdır. (Yani yüzü güzeldir)..." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 252-253)
Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır veya Cafer-i Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: "Ey Ebu Muhammed! Kaim'in (Hz. Mehdi (as)) iki alameti (veya alametleri) vardır. BAŞINDA bir ben ve BİR İZ VARDIR... (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 253)

Humrân bin A’yân der ki:
İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam’a şöyle arzettim: … ALNINDA İZ VARDIR, yüzünde ise ben.
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 252)



HZ. MEHDİ (AS)'NİN İKİ KAŞI ARASINDA KÜÇÜK BİR ÇUKUR VARDIR
Hz. Mehdi (as)’nin… İKİ KAŞ ARASINDA KÜÇÜK BİR ÇUKUR VARDIR… (Bihar-ül Envar, Cilt:13, Sayfa: 243, Farsça tercüme)
Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadiste Hz. Mehdi (as)’nin iki kaşı arasında (TEK ÇİZGİ HALİNDE) DOĞAL BİR KAŞ ÇATMA ÇUKURU olduğu bildirilmiştir

Kimin Dost Kimin Düşman Olduğunu Hemen Anlar HZ. MEHDİ (A.S.) HER GRUBUN GİZLİ PLANLARINDAN HABERDAR OLACAK VE PLANLARINI KENDİLERİNE SÖYLEYECEK. HZ. MEHDİ (A.S.), BAKMASIYLA DOST VE DÜŞMANINI TANIYACAK. (İrşad (Şeyh Müfid), s. 365-366)




“Talikan’a (Afganistan’a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala’nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah’ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Hz. Mehdi (a.s.)’sinin yardımcılarıdır.”
(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)


Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların artarda kopması gibi.
(Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü’s-Sagir, 3/167)



Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“… eskimiş ipi kopan bir kolyenin taneleri gibi birbiri ardına gelen alâmetleri beklesinler.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.

Ashâb-ı Kütüb-i Sitte'den İmam-ı Hâkim'in "Müstedrek"inde ve Ebu Dâvud'un "Kitab-ı Sünen"inde, Beyhaki "Şuab-ı İman"da tahriç buyurdukları (delillere dayanarak ortaya koydukları): "Her yüz senede bir, Cenab-ı Hak bir müceddid-i din (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre açıklamak üzere gönderilen büyük İslam alimi, yenileyici) gönderiyor..." hadis-i şerifine mazhar (sahip, erişmiş) ve mâsadak (belirtilen özelliklere tam olarak uyan) ve müzhir-i tam olan (uyarma görevini tam olarak yerine getiren). (Barla Lahikası, s. 119)



https://www.facebook.com/AbdullahBabam/videos/500406920043438/

"Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır Aleyhisselam'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Bu GAYBETİN (Mehdi'nin) sahibinde dört peygamberin sünneti vardır:... Dedim ki: "Hz. Yusuf'un sünneti nedir?" Buyurdu ki: "Zindan ve gaybet."... 
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 190)


“İnsanlar 1400 senesinde Hz. Mehdi (a.s.)’nin yanında toplanacaklardır.”
(Risaletül Huruc-ül Mehdi, s. 108)



“BENİM ÜMMETİMIN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK.”
(Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu’l-İlel, sh. 89.)


BU ÜMMETİN ÖMRÜ bin (1000) seneyi geçecek fakat BİN BEŞYÜZ (1500) SENEYİ AŞMAYACAKTIR.
(Kıyamet Alametleri, s. 299) (Celaleddin Suyuti’nin “El-Kesfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti El Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar” isimli kitabından nakil)


“BENİM ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK.”
Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu’l-İlel, sh. 89



HEM MEHDİLİK İSNADINI HİÇ KABUL ETMEDİĞİMi BüTüN KARDEŞLERİM ŞEHADET EDERLER. Hatta Denizli'deki ehli vukuf (bilgi sahibi Kİşiler) eğer Said mehdiliğini ortaya atsa bütün şakirtleri (talebeleri) kabul edecek dediklerine mukabil (karşılık), Said itiraznamesinde demiş Kİ: "BEN SEYYİD DEĞİLİM MEHDİ SEYYİD OLACAK" DİYE ONLARI REDDETMİŞ... (Şualar, s. 365)


HEM MEHDİLİK İSNADINI HİÇ KABUL ETMEDİĞİMi BüTüN KARDEŞLERİM ŞEHADET EDERLER. Hatta Denizli'deki ehli vukuf (bilgi sahibi Kİşiler) eğer Said mehdiliğini ortaya atsa bütün şakirtleri (talebeleri) kabul edecek dediklerine mukabil (karşılık), Said itiraznamesinde demiş Kİ: "BEN SEYYİD DEĞİLİM MEHDİ SEYYİD OLACAK" DİYE ONLARI REDDETMİŞ... (Şualar, s. 365)



Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar (fikir akımları) var Kİ, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza (farz edelim) HAKİKİ BEKLENİLEN VE BİR ASIR SONRA GELECEK OLAN O ZAT dahi bu zamanda gelse... (Kastamonu Lahikası, s. 57)


.. MEHDİ, DİNİ PEYGAMBER'İN ZAMANINDA OLDUĞU GİBİ AYNEN UYGULAYACAK. YERYÜZÜNDE MEZHEPLERİ KALDIRACAK. HALİS HAKİKİ DİNDEN BAŞKA HİÇBİR MEZHEP KALMAYACAK. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, sf. 186-187)



"Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır Aleyhisselam'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Bu GAYBETİN (Mehdi'nin) sahibinde dört peygamberin sünneti vardır:... Dedim ki: "Hz. Yusuf'un sünneti nedir?" Buyurdu ki: "Zindan ve gaybet."... 
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 190)


Birincisi: FEN VE FELSEFENİN tasallutiyle (etkisiyle) ve MADDİYYUN VE TABİİYYUN TAUNU, (materyalizm, Darwinizm ve ateizm hastalığı) beşer içine intişar etmesiyle (insanlar arasında yayılmasıyla), 
herşeyden evvel FELSEFEYİ VE MADDİYYUN fikrini (materyalizm, Darwinizm ve ateizm gibi Allah'ı inkar eden dinsiz akımları) TAM SUSTURACAK TARZDA imanı kurtarmaktır. Ehl-i imanı dalâletten muhafaza etmek (iman edenleri sapkınlıktan korumak)... (Emirdağ Lahikası, s. 259)

Ashâb-ı Kütüb-i Sitte'den İmam-ı Hâkim'in "Müstedrek"inde ve Ebu Dâvud'un "Kitab-ı Sünen"inde, Beyhaki "Şuab-ı İman"da tahriç buyurdular: "Her yüz senede bir, Cenab-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor..." hadis-i şerifine mazhar ve mâsadak ve müzhir-i tam olan Mevlâna eş şehir kutbü'l ârifin, gavsü'l vâsilin, varis-i Muhammedi, kâmilü't tarikatü'l âliyye ve-l müceddidiyye Halidi Zülcenaheyn Kuddise sirruhu..." (Barla Lahikası, 119)

BEN, KENDİMİ SEYYİD (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) BİLEMİYORUM. Bu zamanda nesiller bilinmiyor. Halbuki AHİR ZAMANIN O BÜYÜK ŞAHSI AL-İ BEYT'TEN (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) OLACAKTIR. (Emirdağ Lahikası, s. 247-250)


HEM MEHDİLİK İSNADINI HİÇ KABUL ETMEDİĞİMi BüTüN KARDEŞLERİM ŞEHADET EDERLER. Hatta Denizli'deki ehli vukuf (bilgi sahibi Kİşiler) eğer Said mehdiliğini ortaya atsa bütün şakirtleri (talebeleri) kabul edecek dediklerine mukabil (karşılık), Said itiraznamesinde demiş Kİ: "BEN SEYYİD DEĞİLİM MEHDİ SEYYİD OLACAK" DİYE ONLARI REDDETMİŞ... (Şualar, s. 365)


Madem TAM YÜZ SENE SONRA aynen dört cihette (yönde) tevafuk ederek (tam uyarak) RİSALE-İ NUR ECZALARI (BÖLÜMLERİ) AYNI VAZİFEYİ GÖRMÜŞ... Kanaat verir ki -nass-ı hadis ile (hadisin şüpheye yer bırakmayan ifadesi ile)- Risale-i Nur tecdid-i din (dini yenileme) hususunda BİR MÜCEDDİD HÜKMÜNDEDİR. (Barla Lahikası, s. 121)


O şahs-ı manevinin de bir mümessili (temsilcisi), Nur şakirdlerinin (talebelerinin) tesanüdünden (dayanışmasından) gelen bir şahs-ı manevisi ve o şahs-ı maneviden bir nevi mümessili olan BİÇARE TERCÜMANINI ZANNETTİKLERİNDEN, BAZEN O İSMİ (Hz. Mehdi ismini) O'NA VERİYORLAR. Gerçi BU, BİR İLTİBAS (karıştırma) BİR SEHİVDİR (hatadır yanılmadır)... (Tılsımlar Mecmuası, s. 201)

 o zât, bütün ehl-i imanın (iman edenlerin) manevî yardımlarıyla ve ittihad-ı İslâmın muavenetiyle (İslam birliğinin yardımlaşmasıyla) ve bütün ülema ve evliyanın (alimlerin ve velilerin) ve bilhassa Âl-i Beyt'in neslinden (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) her asırda kuvvetli ve kesretli (çok sayıda) bulunan milyonlar fedakâr seyyidlerin iltihaklarıyla (Peygamber soyundan gelen fedakar kimselerin katılımlarıyla) o vazife-i uzmayı (büyük görevi) yapmağa çalışır. (Emirdağ Lahikası, s. 260)

"Ta 1371 senesinden sonraki alem-i İslam'ın mukadderatına nazar eden Hutbe-i Şamiye'deki hakikatler... Evet şimdi olmasa da 30-40 sene sonra fen ve hakiki marifet ve medeniyetin mehasini o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatını verip o dokuz manileri mağlup edip dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi o dokuz düşman taifesinin cephesine göndermiş, inşallah yarım asır sonra onları darmadağın edecek." (Hutbe-i Şamiye, 25)

Ümmetin beklediği, ahir zamanda gelecek zatın üç vazifesinden en mühimi ve en büyüğü ve en kıymetdarı olan iman-ı tahkikiyi neşr ve ehl-i imanı delaletten kurtarmak" (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, sf. 9)

..Hazret-i Mehdi'nin, o vazifesini bizzat kendisi görmeğe vakit ve hal müsaade edemez. Çünkü hilâfet-i Muhammediye (ASM) cihetindeki saltanatı, onun ile iştigale vakit bırakmıyor. Herhalde o vazifeyi ondan evvel bir taife bir cihette görecek. O zat, o taifenin uzun tedkikatı ile yazdıkları eseri kendine hazır bir program yapacak, onun ile o birinci vazifeyi tam yapmış olacak. Bu vazifenin istinad ettiği kuvvet ve mânevi ordusu, yalnız ihlas ve sadakat ve tesanüd sıfatlarına tam sahip olan bir kısım şakirdlerdir. Ne kadar da az da olsalar, manen bir ordu kadar kuvvetli ve kıymetli sayılırlar." (Emirdağ Lahikası, 259)


Madem tam yüz sene sonra, aynen dört cihette tevafuk ederek Risale-i Nur eczaları aynı vazifeyi görmüş... Kanaat verir ki-nass ı hadis ile-Risale-i Nur tecdid i din hususunda bir müceddid hükmündedir." (Barla Lahikası, 121)






Belalar çoğalacak, halkı öyle ölüm ve katliamlar saracak ki Allah'ın ve Resulullah'ın haremine sığınacaklar. İşte sadece o zamanda (Hz. Mehdi) zuhur edecektir.
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 199)



Peygamberimiz (sav) bir hadisinde "Hz. Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beyt'imden bir kişidir." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Ahir zaman, s.13

Hz. Mehdi hiçbir bidatı bırakmayacak. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)
Mehdi kaldırmadık bidat bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı Peygamber (sav) gibi dinin icablarını yerine getirecektir. (Kıyamet Alametleri, s. 163)




Peygamber Efendimiz (sav)'den rivayet edilen birçok hadiste Hz. Mehdi döneminde yeryüzünün adaletle dolacağı haber verilmektedir:
Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah, benim Ehli Beytimden (soyumdan) bir zatı gönderecek, yeryüzü zulümle dolduğu gibi, o yeryüzünü adaletle dolduracak. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
Mehdi bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi onu doğruluk ve adaletle doldurur. (Sünen-i Ebu Davud, 5/93)
Bu (Emir) de (Hz. Mehdi) insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi, yeryüzünü adaletle dolduracaktır. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/348)






İmam-ı Rabbanî Hazretleri

“Öyle makamlar da vardır ki; cezbe ve sülûk oraya yanaşamaz. Bu son makamlar çok yüksek, pek kıymetlidir. Bu makam Ashab-ı kiramdan sonra, Hz. Mehdi’de görünecektir. Tasavvuf büyüklerinden pek az kimse, bu makamdan haber vermiştir. Bu makamın ilmlerinden, ma'rifetlerinden söyleyen ise yok gibidir. Bu makam, Allahû Tealâ’nın öyle büyük bir ni’metidir ki; dilediği, seçtiği bahtiyarlara nasîb olur. Ashâb-ı kirâm (aleyhimürrıdvân) bu pek yüksek mertebeye,
daha ilk sohbette ayak basardı ve zamanla bu mertebelerde yükselirlerdi.” (1. cilt, 32. Mektup)

“...Peygamberimiz (S.A.V)’in haber verdiği Hz. Mehdi, velâyetin 15 en yüksek derecesinde olacağına göre, o da bu yoldan yetişmiş ve bu yolu tamamlamış ve düzeltmiş olacaktır.” (1. cilt, 251. Mektup)

“...İnşaallah tam bir şekilde Mehdi (A.S) da zuhur edecektir. Bu makamdan haber veren tabakat meşayihi azaldı... O makamın ilimlerinden ve maarifinden kelâm şöyle dursun. İşbu makam, şu âyet-i kerimede mânâsını güzel bulur: “Bu, Allah'ın fazlıdır; dilediğine verir. Allah, büyük fazlın sahibidir." (Cuma Suresi, 4) (Mektubat-ı Rabbani, c. 1, Mektup 32, s. 125)

“Gelmesi vaad olunan Mehdi'nin dahi rabbı (terbiyesine gelen) ilim sıfatıdır. Hazret-i Ali gibi, İsa ile münasebeti vardır. Hazret-i İsa'nın kademi Hazret-i Ali'nin başında olup bir kademi dahi Hazreti Mehdi'nin başındadır.

“...Geleceği vaad edilen Mehdi, velâyetin ekmeliyetini alacaktır. Bu Tarikat-ı Aliyye üzerine gelecek ve bu Silsile-i Aliyye’i tamam ve tekmil edecektir. Nisbet-i Aliyye’nin altında bulunmaktadır. ("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, 251. Mektup, s. 550, 554)

“Sonra gelenlere nasıl bu hükmü yürüyebilir ki: Onlar arasında Mehdi (A.S) vardır. Resulullah (S.A.V) Efendimiz, onun kudumünü ve vücudunu müjdelemiş; şöyle buyurmuştur: “O, Allah'ın halifesidir." ("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, s. 814)

“İşittiğimize göre, Hz. Mehdi, hükümet sürdüğü zaman, dîni yayarken ve sünneti diriltirken, bid’at işlemeğe alışmış olan Medine’deki âlim, bid’atı güzel saydığı ve ibadet olarak yaptığı için, Hz. Mehdi'nin emirlerine şaşarak (Bu adam, bizim dînimizi yok etti ve milletimizi öldürdü.) diyecektir. (1. cilt, 255. Mektup)




Böyle bir cemaat-ı azime (Peygamber Efendimiz (sav)'in soyundan gelen büyük seyyidler cemaati) içindeki mukkades kuvveti tehyic edecek (harekete geçirecek) ve uyandıracak HADİSAT-I AZİME (büyük olaylar) VÜCUDA GELİYOR (meydana geliyor). Elbette O KUVVET-İ AZİMEDEKİ (büyük kuvvetteki) BİR HAMİYET-İ ALİYE (yüce bir gayret) FEVERAN EDECEK (harekete geçecek) ve HAZRETİ MEHDİ BAŞINA GEÇİP, TARİK-I HAK (hak yola) VE HAKİKATE (gerçeğe) SEVK EDECEK. (Mektubat, s. 473)





Seyyid Muhammed Berzenci diyor ki: Mehdi As. gelecektir. Ehli Sünnet vel Cemaatin ittifakıyla kıyametin büyük alametleri, hiç tevilsiz olarak (aynen buyrulduğu gibi) olacaktır."


İbni Cevzi, Tarih isimli eserinde İbni Abbas’dan tahriz etti, O dedi, Peygamber (s.a.v.) buyurdu:Yeryüzüne dört kişi malik olmuştur. İkisi mü’min, ikisi kafirdir. Mü’minler, Zülkarneyn ve Süleyman (a.s.), kafirler ise Nemrud ve Buhtunnasr’dır. Beşinci olarak Ehli Beytim’den birisi gelecek ve O da dünyaya malik olacaktır.


Hz.Mehdi ve Uzaydaki EL
Esma binti Umeys dedi ki: O günün (Hz.Mehdi (a.s)’nin zuhurunun) alameti semadan uzatılmış ve insanların kendisine bakıp durduğu bir eldir. (Celalettin Suyutinin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, S. 69)
İşte o zaman (Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru zamanında semadan kendini belli eden bir el görünür.(Celalettin Suyutinin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, S. 51)



Nebi olarak gelen peygamberlerin nübüvvet mührü ve Mehdi deki işaret peygamber efendimizin kürek kemikleri arasında bıldırcın yumurtası kadar olan bir yumru idi.
buna nübüvvet mührü denmiştir. Allah tarafından verilen bir işarettir.El müstedrek tarafından Vehb B. Münebbih (Ra. ) dan söyle nakledilmiştir:\” Allah hiçbir peygamber göndermemiştir ki onun Sağ elinde peygamberlik beni (Şamet ün nübüvve) olmamış olsun Ancak bizim peygamberimiz istisnayı teşkil etmiştir. onun peygamberlik beni Sağ elinde değil kürek kemikleri arasındadır.\” Mehdi aleyhisselamda ;Peygamberler\'in alameti vardır. (Kıyamet Alametleri, s. 165/Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)Mehdi aleyhisselam da ise NEBİ işareti olarak sağ elinde cok değişik görünümde nebilerden ziyade görülmemiş bir ben olacaktır. mehdiyi gördüğünüzde sağ eline bakınız orada dikkat ceken bir alamet vardır. bunun adı: \”şamet ün nübüvve\” dir. bu benin özelliği ten rengi farkından oluşan ben gibi değildir vücütta cıkan et beni gibi de değildir. dokunduğunuzda bu beni hissedersiniz. küçük bir nişandır Allah tarafından. mehdi cıktığında Şağ eline bakınız








Ebu Nadre (r.a.) dedi ki; Cabir (r.a.)’ın yanında idik, şöyle dedi: “Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (ölçek), bir dirhem (bir ağırlık ölçüsüdür) sevk olunmayacak”. Dedik ki: “Bu kimden dolayı olur.” Dedi ki: “Acemler (‘Arap olmayanlar) bunu men’ ederler.” Sonra dedi: “Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile, bir ölçü birimidir) sevk olunmayacak”. “Bu kimden dolayı olur” dedik. “Rumlar’dan dolayı” dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)




















4 Nisan Kanlı Ay ve Nato 66. Yıl Ritüeli

4 Nisan Kanlı Ay ve Nato 66. Yıl Ritüeli

4 Nisan Kanlı Ay ve Nato 66. Yıl Ritüeli


NATO'nun kuruluşunun 66. yıldönümündeyiz. (4 Nisan 1949)
66 sayısı numeroloji anlamı
Zuzula Kabilesi Cinleri
666 rakamı şeytanı simgelerken 66 da bu kabileyi simgeliyor
66 Rakamıyla Gizlenmiştir
Zuzula Cin Kabilesi,Cinler alemi içerisinde yer alan en vahşi, en iğrenç ve en tehlikeli bir kabiledir.


KANLI AY TUTULMASI ve EYLEMLER
HER BİRİNDE DİN SAVAŞLARI ÇIKTI
Son iki bin yılda yaşanan 4 Kırmızı Dolunaylı tutulmaları değerlendiren ABD'nin Teksas eyaletinin San Antonio Kilisesi Papazı, yazar John Hagee, "her birinde Dünya'da felaketler meydana geldi" diyor.
Tutulmaların olduğu dönemlerde İsrail ile ilgili meydana gelen tarihi olaylar.
***** İspanya Engizisyonu - Yahudi Göçü *****
İspanya'da yok edilmek istenen binlerce Yahudi, II. Bayezid'in gönderdiği gemilerle Osmanlı topraklarına sığınır.
The Spanish Inquisition - 1492
4 Tutulma Tarihi
* Passover, April 2, 1493
* Sukkoth, Sept. 25, 1493
* Passover, March 22, 1494
* Sukkoth, Sept. 15, 1494
***** Arap - İsrail Savaşı *****
1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulmasıyla bütün Arap Ligi ülkelerine sıçrayan Arap başkaldırısıyla ortaya çıktı.
The War of Independence - 1948
4 Tutulma Tarihi
* Passover, April 13, 1949
* Sukkoth, Oct. 7, 1949
* Passover, April 2, 1950
* Sukkoth, Sept. 26, 1950
***** 6 Gün Savaşı *****
5 Haziran 1967'de İsrail ile Arap komşuları Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlayan ve 6 gün süren savaş.
The Six Day War - 1967
4 Tutulma Tarihi
* First Day of Passover, April 24, 1967
* First Day of Sukkoth, Oct. 18, 1967
* First Day of Passover. April 13, 1968
* First Day of Sukkoth, Oct. 6, 1968
***** Şimdiki 4’lü Tutulma Tarihleri *****
* First Day of Passover, April 15, 2014
* First Day of Sukkoth, Oct. 8, 2014
* First Day of Passover, April 4, 2015
* First Day of Sukkoth, Sept. 28, 2015
1. Tutulma, 15 Nisan 2014
2. Tutulma, 8 Ekim 2014
3. Tutulma, 4 Nisan 2015
4. Tutulma, 28 Eylül 2015


66 sayısı numeroloji anlamı
Zuzula Kabilesi Cinleri
666 rakamı şeytanı simgelerken 66 da bu kabileyi simgeliyor
66 Rakamıyla Gizlenmiştir
Zuzula Cin Kabilesi,Cinler alemi içerisinde yer alan en vahşi, en iğrenç ve en tehlikeli bir kabiledir




 Zuzula Cin Kabilesi,Cinler alemi içerisinde yer alan en vahşi, en iğrenç ve en tehlikeli bir kabiledir..Çoğu yerde bu kabilenin adı geçmez bile.Hatta bazı yerlerde simge ve işaretlerle gösterilir.66 rakamı bazı kültürlerde lanetlenmiştir bu sebeple.666 rakamı şeytanı simgelerken 66 da bu kabileyi simgeliyor.Şeytandan sonra en tehlikeli varlık olarak gösteriliyor.
Bu kabileyle iletişime girenlerin çoğu esrarengiz şekilde ya ortadan kayboluyor yada ölüyorlar.
Bu kabileyi ilk şu olayda öğrenldi.Akdeniz bölgesinde bir şehirde kadının birisi kıskandığı eltisini yok etmek üzere büyücünün birisine gider.Yapılan büyüler etki görmeyince kadın daha da hiddetlenir ve büyücüyü öldürmeye çalışıken, o da son olarak bu kabileden birisini musallat eder.Olayların gelişme süreci oldukça korkunç olup detayına girmiyorum (Sonuçta ben de insanım).İşin sonunda önce büyü yaptıran kadın ölür sonra eltisi ve kocası,daha sonra da büyücü ölür.Büyücünün öldürülme şekli biraz daha faklıdır.Gecekondusu kısa süre içerisinde aniden yanar ve kül olur.
Ülkemizin birçok yerinde çok eskilerden beri saklanan altınların bu kabile tarafından gömüldüğü ve bunların çıkarabileceği de söyleniyor.
Bu kabileTanzanya'nın Mwanza şehrinde yaşadıkları biliniyor...
Zuzula Kabilesi Cinleri En Tehlikeli En Habis En Korkunç Ve En Nefret Dolu Cin Kabilesidir , Lakin Şekil Olarak İnsanlara En Çok Benzeyen Kabile De Zuzula Kabilesidir...
Zuzula Kabilesi , İnsanlara Hazineleri Bulabilmeleri İçin Yardım Ederler ,



Askeri anlaşmaları, emperyalist "yaptırımları" , özel savaş çeteleriyle dünya halklarının baş belası, emperyalizmin en büyük aygıtı NATO'nun kuruluşunun 66. yıldönümündeyiz. (4 Nisan 1949)


28 EYLÜL 2015'DE NELER OLACAK? (MEDYUM KAĞAN)

28 EYLÜL 2015'DE NELER OLACAK? (MEDYUM KAĞAN)



2015 YILI GEZEGEN HAREKETLERİ
Güneş ve Ay tutulmasının önemli olaylara işaret ettiğine en büyük kanıt 11 Ağustos 1999'da Avrupa ve Asya'dan net olarak gözlenebilen Tam Güneş Tutulması meydana gelmiş ve 6 gün sonra 17 Ağustos 1999'da ise hafızalara kazınan Gölcük ve Marmara depremi yaşanmıştır. 





Arka arkaya yaşanan 4 Ay tutulması Kıyamet Alametidir!..
20 Mart 2015 Tam Güneş Tutulması
13 Eylül 2015 Parçalı Güneş Tutulması
4 Nisan 2015 Ay Tutulması
28 Eylül 2015 Ay Tutulması (Tetrad Hristiyanlarca kıyamet alameti)
4 Nisan ve 28 Eylül'de meydana gelecek Ay tutulmaları çok önemli. Bu tutulmaların en önemlisi 28 Eylül'de meydana gelecek tam Ay tutulması. 

KIYEMET ALAMETLERİ (HADİS-İ ŞERİF)
Ramazan Ayı'nın ortasında Ay, sonunda ise Güneş tutulması olacaktır. (Kitab-ül Burhan Kıyamet Alametleri 37. sayfa)
Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında (Hicri-1401'de) Ramazan Ayı'nın 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine "ikinci olarak", 1982 yılında (Hicri-1402'de) Ramazan Ayının 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.

YAHUDİLERE GÖRE KIYAMET ALAMETİ
Peşpeşe yaşanan 4 tam ay tutulması kıyamet alametidir. 
15 Nisan 2013 Ay tutulması Yahudiler için önemli bir gündür Yahudiler 15 Nisan'da Pesat bayramını kutlarlar. Mısır köleliğinden kurtulmalarına dair bir bayramdır.
8 Ekim 2013'de yaşanan Ay tutulması da Yahudiler için önemli bir gündür ve bugün Yahudilerin Sukkot bayramıdır. Onların takvimine göre Tışri ayının 15. Günü kutlanan bu bayram 8 Ekim’e denk geliyor.
Daha ilginç olanı ise 2015 yılında meydana gelecek 2 Ay tutulmasının da onların bayramlarına denk düşmesidir. 
4 Nisan ve 28 Eylül'de meydana gelecek Ay tutulmaları çok önemli. Bu tutulmaların en önemlisi 28 Eylül'de meydana gelecek tam Ay tutulması. 28 Eylül'de meydana gelecek Tam Ay Tutulması Yahudiler ve Hristiyanlar için kıyamet alameti olarak görülmektedir ve Tetrad olarak bilinir.

GEÇMİŞTE MEYDANA GELEN 4 TAM AY TUTULMASI
1949 ve 1950 de son 500 yılın 2. Tedradı meydana gelmiş ve İsrail 1948 de devletini Filistin topraklarına kurmuş olsa da, aslında 1949 asıl kuruluşu ve yahudileri Filistin topraklarını işgal için toplamaya başladıkları zamandır. Aynı şekilde diğer Tetrad tarihlerini araştırırsanız 1493-1494 yıllarının ve 1967-1968 yıllarının da yahudiler için önemli zamanlar olduğunu göreceksiniz.

ELHAMRA ANTLAŞMASI VE İSPANYA'DAN YAHUDİLERİN KOVULMASI
Kastilya ve Leon Kraliçesi I. Isabel ile Aragon Kralı II. Ferdinand tarafından 31 Mart 1492'de Elhamra Sarayı'nda imzalanarak ilan edilen ve İspanya'da yaşayan Yahudiler'in kovulması kararını, gerekçeleriyle birlikte ifade eden belgedir. Ferdinand'a ait olan Sicilya 1493'de beş yıl sonra da 1497'de Portekiz aynı uygulamayı gerçekleştirerek ülkede yaşayan Yahudileri kovmuşlardır. Ülkeyi terk etmeyen Yahudilerin de idam kararı çıkarılmıştır.

1967 ORTADOĞU'DA 6 GÜN SAVAŞI
Ortadoğu tarihinde bir dönüm noktası oluşturan, 6 Gün Savaşı adıyla da bilinen 1967 İsrail, Arap Savaşı, 5 Haziran 1967’de başladı.

Ay tutulmaları kesinlikle önemli zamanlara işaret eder kaldı ki tam Ay Tutulması, tarihe baktığımızda da oldukça önemli zamanlara işaret ediyor. Bu son tam Ay Tutulması 4. Olması hasebiyle de önem kazanmaktadır. Satürn 4 sayısı ile sembolize edilir. Ve arapça da Rabia 4 demektir...

Geçmişte yaşanan tam Ay tutulmalarının Yahudiler ve Ortadoğu için ne kadar önemli olaylara denk geldiğini dilimin döndüğünce anlattım. Bana göre 4 Nisan ve 28 Eylül'de meydana gelecek Ay tutulmaları yine Ortadoğu, İsrail ve Yahudiler için önemli olayların yaşanacağını göstermektedir.


/*-----3 sütun değil 4 sütun istiyorum diyenlere-----*/

Benjamin Netanyahu ve Yahudilerin Baş Hahamı Rabbi Lubavitch arasında geçen konuşma (18 Kasım 1990)

Benjamin Netanyahu ve Yahudilerin Baş Hahamı Rabbi Lubavitch arasında geçen konuşma (18 Kasım 1990)



HZ.MEHDİ VE ŞAM (YORUMSUZ)

HZ.MEHDİ VE ŞAM (YORUMSUZ)

“Şam’ın ortasından, adına Süfyânî denilen ve kendisine tabi olanların çoğunun Kelb kabilesinden olacağı birisi çıkar. O insanları öldürür, hatta kadınların karınlarını deşip çocuklarını katleder. Sonra onunla savaşmak için bir ordu toplanır ve onu öldürür.” (İmam-ı Suyûtî)
“Medine reisi, Mekke’deki Haşimilere bir ordu gönderir, ancak Haşimiler bu orduyu hezimete uğratır. Bunun üzerine Şam’ın o günkü sahibi olan Süfyani, içinde altı yüz yabancı olan yeni bir orduyu tekrar Haşimi’lerin üzerine gönderir. Aydınlık bir gecede bu ordu çölde giderken, bir çoban farkederek ‘Vay Mekke’nin başına gelene’ şeklinde söylenirken, ordunun birden gözünün önünden kaybolduğunu görünce ‘Sübhanallah kısa zamanda nasıl da yok oldular’ diyerek onların battığı yere gelip ve yarısı yerde, yarısı yerin dışında kalmış bir yorganı yakalıyarak, çıkarmaya çalışır. Lakin çıkaramaz ve o zaman ordunun toprağa battığını anlar. Mekke reisine bunu müjdelemek için gider ve bunu duyan Mekke reisi ‘Elhamdülillah, bize kendisinden haber verilen alâmet işte buydu’ der.” (İmam-ı Suyûtî)
İnsanlar Şam diyarında toplanıncaya kadar Mehdi zuhur etmez.( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")
Şam'da fitneler bir taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir. Gökten çağırıcı bir melek "Mehdi emirinizdir. Mehdi Halifenizdir" demedikçe de fitneler bitmez. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s. 63)
"Şam diyarının merkezinde Haresta diye isimlendirilen köy helak edilinciye kadar Hz. Mehdi (a.s.) zuhur etmez."(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")
Ebu Nadre (r.a.) dedi ki; Cabir (r.a.)’ın yanında idik, şöyle dedi: “Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (ölçek), bir dirhem (bir ağırlık ölçüsüdür) sevk olunmayacak”. Dedik ki: “Bu kimden dolayı olur.” Dedi ki: “Acemler (‘Arap olmayanlar) bunu men’ ederler.” Sonra dedi: “Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile, bir ölçü birimidir) sevk olunmayacak”. “Bu kimden dolayı olur” dedik. “Rumlar’dan dolayı” dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)
“Bir halifenin ölümü anında (ehl-i hal ve akd arasında) ihtilaf olacak. (O zaman) Medine ahalisinden bir adam (Mehdi), kaçarak Mekke’ye gidecek. Mekke halkından bir kısmı ona gelecek ve istemediği halde onu (evinden) çıkaracaklar. Rükn-ü Yemanî ile Makam-ı İbrahim arasında ona biat edecekler. Onları (ortadan kaldırmak için) Şam’dan bir ordu gönderilecek. Ordu Mekke-Medine arasındaki el-Beyda’da yere batırılacak. İnsanlar bunu görünce Şam’ın Ebdâl’ı ve Irak ahalisinin velileri ona gelip biat ederler. Sonra Kureyş’ten, dayıları Kelb kabilesinden olan bir adam zuhur eder ve (Mehdi ve adamlarına) karşı bir ordu gönderir. Ama onlar bu orduya galebe çalarlar. Bu ordu, Kelbî’nin (ihtirasıyla çıkarılmış) bir ordudur. Bu Kelbî’nin ganimetine iştirak edemeyen zarara uğramıştır. Mehdi, malı taksim eder. Halk arasında peygamberlerinin sünnetini (ihya eder ve onun) ile amel eder. İslâm yeryüzüne yerleşir. Yedi yıl hayatta kalır. Sonra ölür ve müslümanlar cenaze namazını kılarlar.” (Ebu Dâvud: 4286, 4288, 4289



Peygamberimiz (sav) Şam’ın Haresta bölgesindeki…
Peygamberimiz (sav) Şamın Haresta bölgesindeki olayların Hz. Mehdi (as)ın çıkış alameti olduğunu bildirmiştirPeygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in ahir zamanda gerçekleşeceğini haber verdiği tüm olaylar Hicri 1400, yani Miladi 1979'dan bu yana birbiri ardına gerçekleşmektedir.

Bu olaylardan biri de Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden olan, "Haresta köyünün helak edilmesi"dir.

Peygamberimiz (sav) hadis-i şeriflerinde, Şam taraflarında Haresta denen yerde büyük olaylar olacağına işaret etmiştir:

Peygamberimiz (sav) Şamın Haresta bölgesindeki olayların Hz. Mehdi (as)ın çıkış alameti olduğunu bildirmiştir"Şam diyarının merkezinde, Haresta diye isimlendirilen köy helak edilinceye kadar, Hz. Mehdi (as) zuhur etmez." (Mer'iy b. Yusuf b. Ebu Bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")

Şam yakınlarındaki Haresta köyü toprağın altına girecek… Böyle olunca Mehdi’nin zuhurunu bekleyin. (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s .359)

Büyük Ehl-i Sünnet alimi Suyuti Hazretleri de, Hz. Mehdi (a.s.)'ın çıkış alametlerinden birinin “Şam’ın Haresta köyünün batması” olduğunu belirterek, bir eserinde Peygamberimiz (sav)'in şu hadisine yer vermiştir:

Şam karyelerinden (köylerinden) Haresta denilen bir köyün batması. Pek çok insanı yok eden bir batma olması… (Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdi'sinin Alametleri, s. 44)

Peygamberimiz (sav) Şamın Haresta bölgesindeki olayların Hz. Mehdi (as)ın çıkış alameti olduğunu bildirmiştirNitekim tam mübarek Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in bildirdiği üzere, Suriye'nin Haresta bölgesinde, 2011 yılının Nisan ayından bu yana şiddetli çatışmalar gerçekleşmektedir.

Haresta'daki protesto eylemleri 2011 yılının Nisan ayında başladı. Bu gösterilerin ardından Suriye Silahlı Kuvvetleri bölgeye askeri müdahalede bulundu. Kasım ayına kadar kesintisiz bir şekilde de vam eden çatışmalar, esir tutulan arkadaşlarını kurtarmak isteyen direnişçilerin, Haresta'daki bir askeri üsse yaptıkları saldırı sonucu çok daha şiddetli bir hal aldı. Suriye Ordusunun tanklarla ve çok büyük bir askeri kuvvetle girdiği bölgede günlerce süren çatışmaların sonunda çok sayıda kişi hayatını yitirdi, binlercesi yaralandı, şehir tanınmaz hale geldi. Haresta'yı kısmen kontrol altına alan askerler binlerce kişiyi gözaltına aldılar.

25 Ocak 2012'de çatışmalar tekrar şiddetlendi. Protesto gösterisi yapan sivillerin üzerine ağır silahlarla ateş açıldı, yüzlerce kişi hayatını yitirdi ve yine binlercesi yaralandı.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in 1400 yıl önce haber verdiği bir ahir zaman alametinin daha, tam olarak hadiste bildirildiği şekilde gerçekleşmiş olması çok büyük bir mucizedir. Ortadoğu'da yıllardır bitmek bitmeyen bu çatışmalar, savaşlar, isyanlar ve kargaşa ortamı ahir zamanda mutlaka son bulacak, bölge özlenen huzur ve barışa Hz. Mehdi (as) vesilesiyle ulaşacaktır.

Hz mehdi hakkındaki Alimlerin söyledikleri




O (Hz. Mehdi (as)), orta boylu ve GÜZEL YÜZLÜ bir gençtir... YÜZÜNÜN NURU, saçının, sakalının ve başının siyahlığı üzerine GÜN GIBI PARLAR ve ona yücelik verir. (Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)


“O genç bir adamdır. Orta boyludur. Güzel yüzlüdür. Saçları, omuzlarının üzerine doğru sarkar. Yüzünün nurları ona azamet verir. Siyah saçlıdır. Siyah sakallıdır.” (Mer’iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Feraidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
“O (Mehdi), orta boylu ve güzel yüzlü bir gençtir. Saçları, omuzlarının üzerine sarkar. Yüzünün nuru, saçının, sakalının ve başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik verir.” (Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)



O ((HZ. MEHDİ (A.S.))YEŞİL GÖZLÜ (AYNU’L HADRA’), HİLAL KAŞLI, KALKIK BURUNLU, SIK SAKALLI, SAĞ YANAĞINA DOĞRU SAKALSIZ BİR GENÇTİR.
(Mehdi ile ilgili gelen haberler, (Nurul Ebsar)Ehl-i Beyt & Oniki İmam, Kutuplar ve Mezhep İmamlarının Menkıbeleri Şeblenci (1250),Tercüme: Saim Güngör, (Pamuk Yayıncılık Nisan 2004 Cilt: 628 77 93) s. 588-589

Hz. Mehdi(As)’In Burnunun Orta Bölümünde Belli – Belirsiz Bir Çıkıntı Vardır
“HZ. MEHDİ (AS)’IN) Saçı sıktır, alnı geniştir ve alnında hafif içbükeylik vardır.TAM KÖPRÜ BÖLÜMÜNDE ÇOK KÜÇÜK BİR ÇIKINTISI VARDIR…”
(Bihar-ül Envar, c. 13)


Hz. Mehdi (As)’In Cilt Rengi, Kırmızı Ile Karışık Beyazdır
Rengi ARAB RENGİDİR.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)




“(HZ MEHDİ (AS)) …MECZUM (HAFİF SAKALLI), KEVSEC (SAKALI YANLARDA AZ, AŞAĞI TARAFI İSE YANLARINA NAZARAN DAHA UZUN AMA DÜZELTİLMİŞ ŞEKİLDE)… BİR ADAMDIR…”
(Fetava-i Hadîsiyye, Ebü’l-Abbas Şehabeddin Ahmed İbn Hacer el-Heytemi – 41)

EY İNSANLAR, MEHDİ'NİN ÇIKIŞI İLE MÜJDELENİN. Çünkü AIlah'ın vaadi gerçektir, boşa çıkmaz. O'nun hükmü geri çevrilmez. O, her şeyi hikmet üzere yapar ve her şeyi bilir. Allah'ın fethi yakındır.(Yenabiu'l-Mevedde, sf. 440)


HZ. MEHDİ (AS)'NİN ALNINDA BİR İZ (YARA İZİ) VARDIR
Humrân bin A'yân der ki, İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam'a şöyle arzettim: "... (Hz. Mehdi (as)'nin) ALNINDA İZ VARDIR, yüzünde ise ben." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 252)
Humran bin A'yân der ki, İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam'a: "... (Hz. Mehdi (as)'nin) ALNINDA İZ VARDIR, yüzü güzellerin evladıdır. (Yani yüzü güzeldir)..." (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 252-253)
Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır veya Cafer-i Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: "Ey Ebu Muhammed! Kaim'in (Hz. Mehdi (as)) iki alameti (veya alametleri) vardır. BAŞINDA bir ben ve BİR İZ VARDIR... (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 253)

Humrân bin A’yân der ki:
İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam’a şöyle arzettim: … ALNINDA İZ VARDIR, yüzünde ise ben.
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 252)



HZ. MEHDİ (AS)'NİN İKİ KAŞI ARASINDA KÜÇÜK BİR ÇUKUR VARDIR
Hz. Mehdi (as)’nin… İKİ KAŞ ARASINDA KÜÇÜK BİR ÇUKUR VARDIR… (Bihar-ül Envar, Cilt:13, Sayfa: 243, Farsça tercüme)
Peygamberimiz (sav)’den rivayet edilen hadiste Hz. Mehdi (as)’nin iki kaşı arasında (TEK ÇİZGİ HALİNDE) DOĞAL BİR KAŞ ÇATMA ÇUKURU olduğu bildirilmiştir

Kimin Dost Kimin Düşman Olduğunu Hemen Anlar HZ. MEHDİ (A.S.) HER GRUBUN GİZLİ PLANLARINDAN HABERDAR OLACAK VE PLANLARINI KENDİLERİNE SÖYLEYECEK. HZ. MEHDİ (A.S.), BAKMASIYLA DOST VE DÜŞMANINI TANIYACAK. (İrşad (Şeyh Müfid), s. 365-366)




“Talikan’a (Afganistan’a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala’nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah’ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Hz. Mehdi (a.s.)’sinin yardımcılarıdır.”
(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)


Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların artarda kopması gibi.
(Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü’s-Sagir, 3/167)



Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:
“… eskimiş ipi kopan bir kolyenin taneleri gibi birbiri ardına gelen alâmetleri beklesinler.”
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Tirmizî.

Ashâb-ı Kütüb-i Sitte'den İmam-ı Hâkim'in "Müstedrek"inde ve Ebu Dâvud'un "Kitab-ı Sünen"inde, Beyhaki "Şuab-ı İman"da tahriç buyurdukları (delillere dayanarak ortaya koydukları): "Her yüz senede bir, Cenab-ı Hak bir müceddid-i din (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre açıklamak üzere gönderilen büyük İslam alimi, yenileyici) gönderiyor..." hadis-i şerifine mazhar (sahip, erişmiş) ve mâsadak (belirtilen özelliklere tam olarak uyan) ve müzhir-i tam olan (uyarma görevini tam olarak yerine getiren). (Barla Lahikası, s. 119)



https://www.facebook.com/AbdullahBabam/videos/500406920043438/

"Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır Aleyhisselam'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Bu GAYBETİN (Mehdi'nin) sahibinde dört peygamberin sünneti vardır:... Dedim ki: "Hz. Yusuf'un sünneti nedir?" Buyurdu ki: "Zindan ve gaybet."... 
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 190)


“İnsanlar 1400 senesinde Hz. Mehdi (a.s.)’nin yanında toplanacaklardır.”
(Risaletül Huruc-ül Mehdi, s. 108)



“BENİM ÜMMETİMIN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK.”
(Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu’l-İlel, sh. 89.)


BU ÜMMETİN ÖMRÜ bin (1000) seneyi geçecek fakat BİN BEŞYÜZ (1500) SENEYİ AŞMAYACAKTIR.
(Kıyamet Alametleri, s. 299) (Celaleddin Suyuti’nin “El-Kesfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti El Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar” isimli kitabından nakil)


“BENİM ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK.”
Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu’l-İlel, sh. 89



HEM MEHDİLİK İSNADINI HİÇ KABUL ETMEDİĞİMi BüTüN KARDEŞLERİM ŞEHADET EDERLER. Hatta Denizli'deki ehli vukuf (bilgi sahibi Kİşiler) eğer Said mehdiliğini ortaya atsa bütün şakirtleri (talebeleri) kabul edecek dediklerine mukabil (karşılık), Said itiraznamesinde demiş Kİ: "BEN SEYYİD DEĞİLİM MEHDİ SEYYİD OLACAK" DİYE ONLARI REDDETMİŞ... (Şualar, s. 365)


HEM MEHDİLİK İSNADINI HİÇ KABUL ETMEDİĞİMi BüTüN KARDEŞLERİM ŞEHADET EDERLER. Hatta Denizli'deki ehli vukuf (bilgi sahibi Kİşiler) eğer Said mehdiliğini ortaya atsa bütün şakirtleri (talebeleri) kabul edecek dediklerine mukabil (karşılık), Said itiraznamesinde demiş Kİ: "BEN SEYYİD DEĞİLİM MEHDİ SEYYİD OLACAK" DİYE ONLARI REDDETMİŞ... (Şualar, s. 365)



Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar (fikir akımları) var Kİ, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza (farz edelim) HAKİKİ BEKLENİLEN VE BİR ASIR SONRA GELECEK OLAN O ZAT dahi bu zamanda gelse... (Kastamonu Lahikası, s. 57)


.. MEHDİ, DİNİ PEYGAMBER'İN ZAMANINDA OLDUĞU GİBİ AYNEN UYGULAYACAK. YERYÜZÜNDE MEZHEPLERİ KALDIRACAK. HALİS HAKİKİ DİNDEN BAŞKA HİÇBİR MEZHEP KALMAYACAK. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, sf. 186-187)



"Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır Aleyhisselam'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Bu GAYBETİN (Mehdi'nin) sahibinde dört peygamberin sünneti vardır:... Dedim ki: "Hz. Yusuf'un sünneti nedir?" Buyurdu ki: "Zindan ve gaybet."... 
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 190)


Birincisi: FEN VE FELSEFENİN tasallutiyle (etkisiyle) ve MADDİYYUN VE TABİİYYUN TAUNU, (materyalizm, Darwinizm ve ateizm hastalığı) beşer içine intişar etmesiyle (insanlar arasında yayılmasıyla), 
herşeyden evvel FELSEFEYİ VE MADDİYYUN fikrini (materyalizm, Darwinizm ve ateizm gibi Allah'ı inkar eden dinsiz akımları) TAM SUSTURACAK TARZDA imanı kurtarmaktır. Ehl-i imanı dalâletten muhafaza etmek (iman edenleri sapkınlıktan korumak)... (Emirdağ Lahikası, s. 259)

Ashâb-ı Kütüb-i Sitte'den İmam-ı Hâkim'in "Müstedrek"inde ve Ebu Dâvud'un "Kitab-ı Sünen"inde, Beyhaki "Şuab-ı İman"da tahriç buyurdular: "Her yüz senede bir, Cenab-ı Hak bir müceddid-i din gönderiyor..." hadis-i şerifine mazhar ve mâsadak ve müzhir-i tam olan Mevlâna eş şehir kutbü'l ârifin, gavsü'l vâsilin, varis-i Muhammedi, kâmilü't tarikatü'l âliyye ve-l müceddidiyye Halidi Zülcenaheyn Kuddise sirruhu..." (Barla Lahikası, 119)

BEN, KENDİMİ SEYYİD (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) BİLEMİYORUM. Bu zamanda nesiller bilinmiyor. Halbuki AHİR ZAMANIN O BÜYÜK ŞAHSI AL-İ BEYT'TEN (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) OLACAKTIR. (Emirdağ Lahikası, s. 247-250)


HEM MEHDİLİK İSNADINI HİÇ KABUL ETMEDİĞİMi BüTüN KARDEŞLERİM ŞEHADET EDERLER. Hatta Denizli'deki ehli vukuf (bilgi sahibi Kİşiler) eğer Said mehdiliğini ortaya atsa bütün şakirtleri (talebeleri) kabul edecek dediklerine mukabil (karşılık), Said itiraznamesinde demiş Kİ: "BEN SEYYİD DEĞİLİM MEHDİ SEYYİD OLACAK" DİYE ONLARI REDDETMİŞ... (Şualar, s. 365)


Madem TAM YÜZ SENE SONRA aynen dört cihette (yönde) tevafuk ederek (tam uyarak) RİSALE-İ NUR ECZALARI (BÖLÜMLERİ) AYNI VAZİFEYİ GÖRMÜŞ... Kanaat verir ki -nass-ı hadis ile (hadisin şüpheye yer bırakmayan ifadesi ile)- Risale-i Nur tecdid-i din (dini yenileme) hususunda BİR MÜCEDDİD HÜKMÜNDEDİR. (Barla Lahikası, s. 121)


O şahs-ı manevinin de bir mümessili (temsilcisi), Nur şakirdlerinin (talebelerinin) tesanüdünden (dayanışmasından) gelen bir şahs-ı manevisi ve o şahs-ı maneviden bir nevi mümessili olan BİÇARE TERCÜMANINI ZANNETTİKLERİNDEN, BAZEN O İSMİ (Hz. Mehdi ismini) O'NA VERİYORLAR. Gerçi BU, BİR İLTİBAS (karıştırma) BİR SEHİVDİR (hatadır yanılmadır)... (Tılsımlar Mecmuası, s. 201)

 o zât, bütün ehl-i imanın (iman edenlerin) manevî yardımlarıyla ve ittihad-ı İslâmın muavenetiyle (İslam birliğinin yardımlaşmasıyla) ve bütün ülema ve evliyanın (alimlerin ve velilerin) ve bilhassa Âl-i Beyt'in neslinden (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) her asırda kuvvetli ve kesretli (çok sayıda) bulunan milyonlar fedakâr seyyidlerin iltihaklarıyla (Peygamber soyundan gelen fedakar kimselerin katılımlarıyla) o vazife-i uzmayı (büyük görevi) yapmağa çalışır. (Emirdağ Lahikası, s. 260)

"Ta 1371 senesinden sonraki alem-i İslam'ın mukadderatına nazar eden Hutbe-i Şamiye'deki hakikatler... Evet şimdi olmasa da 30-40 sene sonra fen ve hakiki marifet ve medeniyetin mehasini o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatını verip o dokuz manileri mağlup edip dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi o dokuz düşman taifesinin cephesine göndermiş, inşallah yarım asır sonra onları darmadağın edecek." (Hutbe-i Şamiye, 25)

Ümmetin beklediği, ahir zamanda gelecek zatın üç vazifesinden en mühimi ve en büyüğü ve en kıymetdarı olan iman-ı tahkikiyi neşr ve ehl-i imanı delaletten kurtarmak" (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, sf. 9)

..Hazret-i Mehdi'nin, o vazifesini bizzat kendisi görmeğe vakit ve hal müsaade edemez. Çünkü hilâfet-i Muhammediye (ASM) cihetindeki saltanatı, onun ile iştigale vakit bırakmıyor. Herhalde o vazifeyi ondan evvel bir taife bir cihette görecek. O zat, o taifenin uzun tedkikatı ile yazdıkları eseri kendine hazır bir program yapacak, onun ile o birinci vazifeyi tam yapmış olacak. Bu vazifenin istinad ettiği kuvvet ve mânevi ordusu, yalnız ihlas ve sadakat ve tesanüd sıfatlarına tam sahip olan bir kısım şakirdlerdir. Ne kadar da az da olsalar, manen bir ordu kadar kuvvetli ve kıymetli sayılırlar." (Emirdağ Lahikası, 259)


Madem tam yüz sene sonra, aynen dört cihette tevafuk ederek Risale-i Nur eczaları aynı vazifeyi görmüş... Kanaat verir ki-nass ı hadis ile-Risale-i Nur tecdid i din hususunda bir müceddid hükmündedir." (Barla Lahikası, 121)






Belalar çoğalacak, halkı öyle ölüm ve katliamlar saracak ki Allah'ın ve Resulullah'ın haremine sığınacaklar. İşte sadece o zamanda (Hz. Mehdi) zuhur edecektir.
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 199)



Peygamberimiz (sav) bir hadisinde "Hz. Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beyt'imden bir kişidir." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Ahir zaman, s.13

Hz. Mehdi hiçbir bidatı bırakmayacak. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)
Mehdi kaldırmadık bidat bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı Peygamber (sav) gibi dinin icablarını yerine getirecektir. (Kıyamet Alametleri, s. 163)




Peygamber Efendimiz (sav)'den rivayet edilen birçok hadiste Hz. Mehdi döneminde yeryüzünün adaletle dolacağı haber verilmektedir:
Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah, benim Ehli Beytimden (soyumdan) bir zatı gönderecek, yeryüzü zulümle dolduğu gibi, o yeryüzünü adaletle dolduracak. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
Mehdi bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi onu doğruluk ve adaletle doldurur. (Sünen-i Ebu Davud, 5/93)
Bu (Emir) de (Hz. Mehdi) insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi, yeryüzünü adaletle dolduracaktır. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/348)






İmam-ı Rabbanî Hazretleri

“Öyle makamlar da vardır ki; cezbe ve sülûk oraya yanaşamaz. Bu son makamlar çok yüksek, pek kıymetlidir. Bu makam Ashab-ı kiramdan sonra, Hz. Mehdi’de görünecektir. Tasavvuf büyüklerinden pek az kimse, bu makamdan haber vermiştir. Bu makamın ilmlerinden, ma'rifetlerinden söyleyen ise yok gibidir. Bu makam, Allahû Tealâ’nın öyle büyük bir ni’metidir ki; dilediği, seçtiği bahtiyarlara nasîb olur. Ashâb-ı kirâm (aleyhimürrıdvân) bu pek yüksek mertebeye,
daha ilk sohbette ayak basardı ve zamanla bu mertebelerde yükselirlerdi.” (1. cilt, 32. Mektup)

“...Peygamberimiz (S.A.V)’in haber verdiği Hz. Mehdi, velâyetin 15 en yüksek derecesinde olacağına göre, o da bu yoldan yetişmiş ve bu yolu tamamlamış ve düzeltmiş olacaktır.” (1. cilt, 251. Mektup)

“...İnşaallah tam bir şekilde Mehdi (A.S) da zuhur edecektir. Bu makamdan haber veren tabakat meşayihi azaldı... O makamın ilimlerinden ve maarifinden kelâm şöyle dursun. İşbu makam, şu âyet-i kerimede mânâsını güzel bulur: “Bu, Allah'ın fazlıdır; dilediğine verir. Allah, büyük fazlın sahibidir." (Cuma Suresi, 4) (Mektubat-ı Rabbani, c. 1, Mektup 32, s. 125)

“Gelmesi vaad olunan Mehdi'nin dahi rabbı (terbiyesine gelen) ilim sıfatıdır. Hazret-i Ali gibi, İsa ile münasebeti vardır. Hazret-i İsa'nın kademi Hazret-i Ali'nin başında olup bir kademi dahi Hazreti Mehdi'nin başındadır.

“...Geleceği vaad edilen Mehdi, velâyetin ekmeliyetini alacaktır. Bu Tarikat-ı Aliyye üzerine gelecek ve bu Silsile-i Aliyye’i tamam ve tekmil edecektir. Nisbet-i Aliyye’nin altında bulunmaktadır. ("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, 251. Mektup, s. 550, 554)

“Sonra gelenlere nasıl bu hükmü yürüyebilir ki: Onlar arasında Mehdi (A.S) vardır. Resulullah (S.A.V) Efendimiz, onun kudumünü ve vücudunu müjdelemiş; şöyle buyurmuştur: “O, Allah'ın halifesidir." ("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, s. 814)

“İşittiğimize göre, Hz. Mehdi, hükümet sürdüğü zaman, dîni yayarken ve sünneti diriltirken, bid’at işlemeğe alışmış olan Medine’deki âlim, bid’atı güzel saydığı ve ibadet olarak yaptığı için, Hz. Mehdi'nin emirlerine şaşarak (Bu adam, bizim dînimizi yok etti ve milletimizi öldürdü.) diyecektir. (1. cilt, 255. Mektup)




Böyle bir cemaat-ı azime (Peygamber Efendimiz (sav)'in soyundan gelen büyük seyyidler cemaati) içindeki mukkades kuvveti tehyic edecek (harekete geçirecek) ve uyandıracak HADİSAT-I AZİME (büyük olaylar) VÜCUDA GELİYOR (meydana geliyor). Elbette O KUVVET-İ AZİMEDEKİ (büyük kuvvetteki) BİR HAMİYET-İ ALİYE (yüce bir gayret) FEVERAN EDECEK (harekete geçecek) ve HAZRETİ MEHDİ BAŞINA GEÇİP, TARİK-I HAK (hak yola) VE HAKİKATE (gerçeğe) SEVK EDECEK. (Mektubat, s. 473)





Seyyid Muhammed Berzenci diyor ki: Mehdi As. gelecektir. Ehli Sünnet vel Cemaatin ittifakıyla kıyametin büyük alametleri, hiç tevilsiz olarak (aynen buyrulduğu gibi) olacaktır."


İbni Cevzi, Tarih isimli eserinde İbni Abbas’dan tahriz etti, O dedi, Peygamber (s.a.v.) buyurdu:Yeryüzüne dört kişi malik olmuştur. İkisi mü’min, ikisi kafirdir. Mü’minler, Zülkarneyn ve Süleyman (a.s.), kafirler ise Nemrud ve Buhtunnasr’dır. Beşinci olarak Ehli Beytim’den birisi gelecek ve O da dünyaya malik olacaktır.


Hz.Mehdi ve Uzaydaki EL
Esma binti Umeys dedi ki: O günün (Hz.Mehdi (a.s)’nin zuhurunun) alameti semadan uzatılmış ve insanların kendisine bakıp durduğu bir eldir. (Celalettin Suyutinin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, S. 69)
İşte o zaman (Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru zamanında semadan kendini belli eden bir el görünür.(Celalettin Suyutinin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, S. 51)



Nebi olarak gelen peygamberlerin nübüvvet mührü ve Mehdi deki işaret peygamber efendimizin kürek kemikleri arasında bıldırcın yumurtası kadar olan bir yumru idi.
buna nübüvvet mührü denmiştir. Allah tarafından verilen bir işarettir.El müstedrek tarafından Vehb B. Münebbih (Ra. ) dan söyle nakledilmiştir:\” Allah hiçbir peygamber göndermemiştir ki onun Sağ elinde peygamberlik beni (Şamet ün nübüvve) olmamış olsun Ancak bizim peygamberimiz istisnayı teşkil etmiştir. onun peygamberlik beni Sağ elinde değil kürek kemikleri arasındadır.\” Mehdi aleyhisselamda ;Peygamberler\'in alameti vardır. (Kıyamet Alametleri, s. 165/Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)Mehdi aleyhisselam da ise NEBİ işareti olarak sağ elinde cok değişik görünümde nebilerden ziyade görülmemiş bir ben olacaktır. mehdiyi gördüğünüzde sağ eline bakınız orada dikkat ceken bir alamet vardır. bunun adı: \”şamet ün nübüvve\” dir. bu benin özelliği ten rengi farkından oluşan ben gibi değildir vücütta cıkan et beni gibi de değildir. dokunduğunuzda bu beni hissedersiniz. küçük bir nişandır Allah tarafından. mehdi cıktığında Şağ eline bakınız








Ebu Nadre (r.a.) dedi ki; Cabir (r.a.)’ın yanında idik, şöyle dedi: “Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (ölçek), bir dirhem (bir ağırlık ölçüsüdür) sevk olunmayacak”. Dedik ki: “Bu kimden dolayı olur.” Dedi ki: “Acemler (‘Arap olmayanlar) bunu men’ ederler.” Sonra dedi: “Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile, bir ölçü birimidir) sevk olunmayacak”. “Bu kimden dolayı olur” dedik. “Rumlar’dan dolayı” dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)




















4 Nisan Kanlı Ay ve Nato 66. Yıl Ritüeli

4 Nisan Kanlı Ay ve Nato 66. Yıl Ritüeli

4 Nisan Kanlı Ay ve Nato 66. Yıl Ritüeli


NATO'nun kuruluşunun 66. yıldönümündeyiz. (4 Nisan 1949)
66 sayısı numeroloji anlamı
Zuzula Kabilesi Cinleri
666 rakamı şeytanı simgelerken 66 da bu kabileyi simgeliyor
66 Rakamıyla Gizlenmiştir
Zuzula Cin Kabilesi,Cinler alemi içerisinde yer alan en vahşi, en iğrenç ve en tehlikeli bir kabiledir.


KANLI AY TUTULMASI ve EYLEMLER
HER BİRİNDE DİN SAVAŞLARI ÇIKTI
Son iki bin yılda yaşanan 4 Kırmızı Dolunaylı tutulmaları değerlendiren ABD'nin Teksas eyaletinin San Antonio Kilisesi Papazı, yazar John Hagee, "her birinde Dünya'da felaketler meydana geldi" diyor.
Tutulmaların olduğu dönemlerde İsrail ile ilgili meydana gelen tarihi olaylar.
***** İspanya Engizisyonu - Yahudi Göçü *****
İspanya'da yok edilmek istenen binlerce Yahudi, II. Bayezid'in gönderdiği gemilerle Osmanlı topraklarına sığınır.
The Spanish Inquisition - 1492
4 Tutulma Tarihi
* Passover, April 2, 1493
* Sukkoth, Sept. 25, 1493
* Passover, March 22, 1494
* Sukkoth, Sept. 15, 1494
***** Arap - İsrail Savaşı *****
1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulmasıyla bütün Arap Ligi ülkelerine sıçrayan Arap başkaldırısıyla ortaya çıktı.
The War of Independence - 1948
4 Tutulma Tarihi
* Passover, April 13, 1949
* Sukkoth, Oct. 7, 1949
* Passover, April 2, 1950
* Sukkoth, Sept. 26, 1950
***** 6 Gün Savaşı *****
5 Haziran 1967'de İsrail ile Arap komşuları Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlayan ve 6 gün süren savaş.
The Six Day War - 1967
4 Tutulma Tarihi
* First Day of Passover, April 24, 1967
* First Day of Sukkoth, Oct. 18, 1967
* First Day of Passover. April 13, 1968
* First Day of Sukkoth, Oct. 6, 1968
***** Şimdiki 4’lü Tutulma Tarihleri *****
* First Day of Passover, April 15, 2014
* First Day of Sukkoth, Oct. 8, 2014
* First Day of Passover, April 4, 2015
* First Day of Sukkoth, Sept. 28, 2015
1. Tutulma, 15 Nisan 2014
2. Tutulma, 8 Ekim 2014
3. Tutulma, 4 Nisan 2015
4. Tutulma, 28 Eylül 2015


66 sayısı numeroloji anlamı
Zuzula Kabilesi Cinleri
666 rakamı şeytanı simgelerken 66 da bu kabileyi simgeliyor
66 Rakamıyla Gizlenmiştir
Zuzula Cin Kabilesi,Cinler alemi içerisinde yer alan en vahşi, en iğrenç ve en tehlikeli bir kabiledir




 Zuzula Cin Kabilesi,Cinler alemi içerisinde yer alan en vahşi, en iğrenç ve en tehlikeli bir kabiledir..Çoğu yerde bu kabilenin adı geçmez bile.Hatta bazı yerlerde simge ve işaretlerle gösterilir.66 rakamı bazı kültürlerde lanetlenmiştir bu sebeple.666 rakamı şeytanı simgelerken 66 da bu kabileyi simgeliyor.Şeytandan sonra en tehlikeli varlık olarak gösteriliyor.
Bu kabileyle iletişime girenlerin çoğu esrarengiz şekilde ya ortadan kayboluyor yada ölüyorlar.
Bu kabileyi ilk şu olayda öğrenldi.Akdeniz bölgesinde bir şehirde kadının birisi kıskandığı eltisini yok etmek üzere büyücünün birisine gider.Yapılan büyüler etki görmeyince kadın daha da hiddetlenir ve büyücüyü öldürmeye çalışıken, o da son olarak bu kabileden birisini musallat eder.Olayların gelişme süreci oldukça korkunç olup detayına girmiyorum (Sonuçta ben de insanım).İşin sonunda önce büyü yaptıran kadın ölür sonra eltisi ve kocası,daha sonra da büyücü ölür.Büyücünün öldürülme şekli biraz daha faklıdır.Gecekondusu kısa süre içerisinde aniden yanar ve kül olur.
Ülkemizin birçok yerinde çok eskilerden beri saklanan altınların bu kabile tarafından gömüldüğü ve bunların çıkarabileceği de söyleniyor.
Bu kabileTanzanya'nın Mwanza şehrinde yaşadıkları biliniyor...
Zuzula Kabilesi Cinleri En Tehlikeli En Habis En Korkunç Ve En Nefret Dolu Cin Kabilesidir , Lakin Şekil Olarak İnsanlara En Çok Benzeyen Kabile De Zuzula Kabilesidir...
Zuzula Kabilesi , İnsanlara Hazineleri Bulabilmeleri İçin Yardım Ederler ,



Askeri anlaşmaları, emperyalist "yaptırımları" , özel savaş çeteleriyle dünya halklarının baş belası, emperyalizmin en büyük aygıtı NATO'nun kuruluşunun 66. yıldönümündeyiz. (4 Nisan 1949)


28 EYLÜL 2015'DE NELER OLACAK? (MEDYUM KAĞAN)

28 EYLÜL 2015'DE NELER OLACAK? (MEDYUM KAĞAN)



2015 YILI GEZEGEN HAREKETLERİ
Güneş ve Ay tutulmasının önemli olaylara işaret ettiğine en büyük kanıt 11 Ağustos 1999'da Avrupa ve Asya'dan net olarak gözlenebilen Tam Güneş Tutulması meydana gelmiş ve 6 gün sonra 17 Ağustos 1999'da ise hafızalara kazınan Gölcük ve Marmara depremi yaşanmıştır. 





Arka arkaya yaşanan 4 Ay tutulması Kıyamet Alametidir!..
20 Mart 2015 Tam Güneş Tutulması
13 Eylül 2015 Parçalı Güneş Tutulması
4 Nisan 2015 Ay Tutulması
28 Eylül 2015 Ay Tutulması (Tetrad Hristiyanlarca kıyamet alameti)
4 Nisan ve 28 Eylül'de meydana gelecek Ay tutulmaları çok önemli. Bu tutulmaların en önemlisi 28 Eylül'de meydana gelecek tam Ay tutulması. 

KIYEMET ALAMETLERİ (HADİS-İ ŞERİF)
Ramazan Ayı'nın ortasında Ay, sonunda ise Güneş tutulması olacaktır. (Kitab-ül Burhan Kıyamet Alametleri 37. sayfa)
Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında (Hicri-1401'de) Ramazan Ayı'nın 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine "ikinci olarak", 1982 yılında (Hicri-1402'de) Ramazan Ayının 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.

YAHUDİLERE GÖRE KIYAMET ALAMETİ
Peşpeşe yaşanan 4 tam ay tutulması kıyamet alametidir. 
15 Nisan 2013 Ay tutulması Yahudiler için önemli bir gündür Yahudiler 15 Nisan'da Pesat bayramını kutlarlar. Mısır köleliğinden kurtulmalarına dair bir bayramdır.
8 Ekim 2013'de yaşanan Ay tutulması da Yahudiler için önemli bir gündür ve bugün Yahudilerin Sukkot bayramıdır. Onların takvimine göre Tışri ayının 15. Günü kutlanan bu bayram 8 Ekim’e denk geliyor.
Daha ilginç olanı ise 2015 yılında meydana gelecek 2 Ay tutulmasının da onların bayramlarına denk düşmesidir. 
4 Nisan ve 28 Eylül'de meydana gelecek Ay tutulmaları çok önemli. Bu tutulmaların en önemlisi 28 Eylül'de meydana gelecek tam Ay tutulması. 28 Eylül'de meydana gelecek Tam Ay Tutulması Yahudiler ve Hristiyanlar için kıyamet alameti olarak görülmektedir ve Tetrad olarak bilinir.

GEÇMİŞTE MEYDANA GELEN 4 TAM AY TUTULMASI
1949 ve 1950 de son 500 yılın 2. Tedradı meydana gelmiş ve İsrail 1948 de devletini Filistin topraklarına kurmuş olsa da, aslında 1949 asıl kuruluşu ve yahudileri Filistin topraklarını işgal için toplamaya başladıkları zamandır. Aynı şekilde diğer Tetrad tarihlerini araştırırsanız 1493-1494 yıllarının ve 1967-1968 yıllarının da yahudiler için önemli zamanlar olduğunu göreceksiniz.

ELHAMRA ANTLAŞMASI VE İSPANYA'DAN YAHUDİLERİN KOVULMASI
Kastilya ve Leon Kraliçesi I. Isabel ile Aragon Kralı II. Ferdinand tarafından 31 Mart 1492'de Elhamra Sarayı'nda imzalanarak ilan edilen ve İspanya'da yaşayan Yahudiler'in kovulması kararını, gerekçeleriyle birlikte ifade eden belgedir. Ferdinand'a ait olan Sicilya 1493'de beş yıl sonra da 1497'de Portekiz aynı uygulamayı gerçekleştirerek ülkede yaşayan Yahudileri kovmuşlardır. Ülkeyi terk etmeyen Yahudilerin de idam kararı çıkarılmıştır.

1967 ORTADOĞU'DA 6 GÜN SAVAŞI
Ortadoğu tarihinde bir dönüm noktası oluşturan, 6 Gün Savaşı adıyla da bilinen 1967 İsrail, Arap Savaşı, 5 Haziran 1967’de başladı.

Ay tutulmaları kesinlikle önemli zamanlara işaret eder kaldı ki tam Ay Tutulması, tarihe baktığımızda da oldukça önemli zamanlara işaret ediyor. Bu son tam Ay Tutulması 4. Olması hasebiyle de önem kazanmaktadır. Satürn 4 sayısı ile sembolize edilir. Ve arapça da Rabia 4 demektir...

Geçmişte yaşanan tam Ay tutulmalarının Yahudiler ve Ortadoğu için ne kadar önemli olaylara denk geldiğini dilimin döndüğünce anlattım. Bana göre 4 Nisan ve 28 Eylül'de meydana gelecek Ay tutulmaları yine Ortadoğu, İsrail ve Yahudiler için önemli olayların yaşanacağını göstermektedir.
/* -----Bitiş-----*/