Sosyal Ağlarda Biz
English French German Spain Italian Dutch Russian Portuguese Japanese Korean Arabic Chinese Simplified

++Sitene Ekle

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Yapay Depremler, Marmara Depremi (HAARP, Kıyamet Teknolojisi)

Yapay Depremler, Marmara Depremi (HAARP, Kıyamet Teknolojisi)

Sistemi kabullenmeyen şahıs,
Yeniden merhaba.

Çığ gibi büyüyen ilgin ve doğruyu arayışın için teşekkür ediyorum.
Kendimi iyi hissettim.

Bir Cuma günü daha gelip çattı ve yeni ifşalar ile tekrar karşındayım.

Öhö öhö.



Bugün ifşa edeceğimiz konu: ''Suni'', yani ''Yapay'' depremler. Korkabilirsin, çünkü ben bu bilgilere ulaştığımda araştırmaktan ve yazı yazmaktan vazgeçmiştim. Gözlerim dolmuştu.


Ama pes etmemeye karar verdim. Ve seninle paylaşacağım. Ben susarsam, sen susarsan, o susarsa ne olacak halimiz?


Sevdiğim gruplardan Duman versin cevabını, eğer susarsam/susarsak ''halimiz dumaan amaaan..''

''Ne demek oluyor bu?''

Bazı depremlerin doğal olmadığı, birileri tarafından yapıldığı demek oluyor bu.

Konuya bodoslama dalmadan önce, Lady Gaga yazısında deşifre ettiğim İlluminati kartlarından, bu konuyla alakalı olanı, yeniden ortaya koymak istiyorum. Malum, üşengeç Türk bireyleri olaraktan  TV izlemeye saatler ayırırken, 5-6 satır bir şey okumaya zaman bulamıyoruz...

Çok meşgul insanlarız.

Lady Gaga yazısını okumamış cancağızım, ''üşen''meden bu ön bilgileri senin için yazıyorum:

1994'te ortaya sürülen İlluminati ''Yeni Dünya Düzeni'' kartları, 2011'de gerçekleşen Japonya Depremi'ni ve Tsunamisini ilgilendiren 2 kart içeriyor.

Yani 1994'te çıkmış iki kart, Japonya Depremi'ni ve Tsunamisi'ni o günden biliyor.

Vay be.

İşte o kartlar:


Lady Gaga yazısını yazarken, bunu nasıl yapabildiklerini söylememiştim. Başka yazıda yazacağım demiştim.

Evet, işte yazıyorum.

''Bunu nasıl yapıyorlar? Mikail de mi İlluminati?''

Hayır, Mikail tabi ki İlluminati değil. Ama senin tahmininden bile daha büyük bir teknoloji var. Mikail'e ve ilahi düzene kafa tutan ''kanlı'' eller var.

1856 yılında, Yugoslavya'da bir köyde (Şu anda Sırbistan sınırları içerisinde) Nikola Tesla adında bir güruh dünyaya geldi.
Bu güruh, şu anda hayatında olan ve teknolojinin canı, ciğeri sayılabilecek birçok eyin mucidi.

Tam bir elektrik adamı.

Florasan lambayı, neon ışıklarını, hızlıölçeri, radarı, mikrodalga fırını, otomobillerin ateşleme sistemini, elektron mikroskobunu, bu adamın icat ettiğini bilen çok azdır.

Günümüzdeki çoğu cihazın çalışmasını sağlayan ve evlerde, sanayilerde kullanılan ''Alternatif' Akım''ın temelleri de bu adam sayesinde oluşmuştur.


Binlerce volt arasında, kılı bile kıpırdamadan nasıl da kitap okuyor kereta.

Fantezi.

Bu herif hakkında bir takım iddialar var. Bu iddiaların inanılabileceğine, yazının sonunda eminim ki sen de karar vereceksin.

Bu adam öyle çalışmalar yapıyor ki, ABD, araştırmalarının yakın takipçisi oluyor. Zaten hayatı ABD'de sürüyor, zamanında ABD'ye göç etmiş. Bu çalışmalarından biri ''Kablosuz Elektrik'' diye basitçe tanımlayabileceğimiz şey.

''Bu mümkün mü?''

Evet. 

Kayıp şehir Atlantis hakkında bir şeyler okuduysan veya izlediysen, bu şehrin göbeğinde bir kristal olduğunu da bilirsin. Bu kristali biliyorsan, Atlantis halkının elektrikli cihazlarını, o kristalle çalıştırdıklarını ve ışığı bu sayede elde ettiklerini de bilirsin. O kristalin yarattığı ışımalar ve dalgalar sayesinde elektrik elde etmişlerdir.

Bunlar, literatürde yazılı olarak elimizde yoktur, ancak kimse tarafından da yalanlanmamaktadır.

Bu adam, tamamı bakırdan yapılma bir kule inşa ediyor ve cihazlara kablosuz elektrik iletmeyi hedefliyor. Hatta bu sayede dünyanın her yerine ulaşabilen bir telsiz de devreye sokacak. Ancak ABD, tehlikeli görüyor ve o kuleyi yıkıyor. Hatta yıkamıyor, parça parça söküyor.


Bir iddiaya göre, 20.YY'da bir adam, bir inşaata giriyor. Cebinden çıkardığı bir cihazı duvara dayıyor. İnşaat görevlileri adamı engellemeye çalışırken birden bire inşaat sallanmaya başlıyor. Daha sonra bölgeye polislerin gelmesi ile adam cihazı cebine tekrar sokup kaçıyor. 

O cihaz ''TELEFORCE'' cihazıdır.
O adam da Nikola Tesla'dır.

Teleforce cihazı, deprem yaratabilmektedir. Nikola Tesla, bu cihazı geliştirmek için dökümanlar yazarken ve çözümler ararken, bir otel odasında ölmüştür. ABD ordusu, dökümanları ''tehlikeli'' bularak, dökümanlara el koymuştur.

Ve böylece HAARP serüveni başlar...


HAARP, Alaska'da ABD Ordusu'na bağlı olarak işlev görmekte olan bir bilimsel araştırma merkezinde yaşamaya devam ediyor.

Amacı iyonosferi araştırmaktır. Ve ilk kez ''Nikola Tesla'' tarafından kıvılcımlandığı herkes tarafından bilinmektedir.

Tesla, atmosfere dalgalar göndermiş ve bunun çok daha güçlü bir şekilde geri döndüğünü görmüştür. Benim ''Kablosuz Elektrik'' olarak size sunduğum çalışma bundan ibaret işte. 40 km. uzaklıktan 100 ampulü yakmıştır Tesla, bu teknoloji ile.

Günümüzde Alaska'daki üs de benzer bir etkinlik yürütmekte...

İyonosfere yolladığı radyo dalgalarını istedikleri yere yansıtabilmektedir.

''Ne yapabilir ki bu dalgalar ile?'' deme.

Bu sayede,

Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir.
Ozon tabakası üzerinde değişiklik yapabilir.
İklimleri değiştirebilir.
Deprem yaratabilir.
Termonükleer patlama yaratabilir.
Su dalgalarını kontrol edebilir. Yani tsunami de yaratabilir.
Yarattığı elektromanyetik dalgaları insanlara yönelterek, beyinleri kontrol edebilir.

Korkunç.

Hatta iğrenç.

İşte bu yüzden, bu HAARP'a çoğu ülke ve insan karşı çıktı zamanında. Ancak günümüzde yönetilen ve sürekli önüne yeni şey konulan ulusal ve küresel medya, insanları uyandıracak bu gelişmeleri aktarmaktan yoksun.

Alaska'da kapalı bir alanda böyle bir faaliyet var ancak kimsenin haberi yok. Alaska'da 20 civarı kişi yaşıyor zaten. Kimsenin gelip geçmediği, ıssız bir yer. Uçakların geçmesi bile yasak ve tehlikeli...Elektromanyetik dalgalar yüzünden.

Oh mis.

Pembe pamuklar üzerinde paşa paşa görüyorlar işlerini. Kıytırık bir de internet sitesi yapmışlar, işi ''biz gizli değiliz yiaa'' boyutuna getirmek için.

İyonosfere yolladıkları dalgalar, kutup ışımalarına benzer bir ışıma yaratıyor. Şekil A:





Bu dalgaları yönlendirdikleri yerde, saydığım maddelerdeki herhangi bir şeyi gerçekleştirebiliyorlar.


Bu dalgaları yansıttıkları anda, gökyüzünde fotoğraflardaki gibi değişiklikler oluyor. Yani eğer yapay olarak deprem gerçekleşiyorsa, tsunami vs. gerçekleşiyorsa bunu anlayabiliyoruz.


Ayrıca internet tarihinde en çok sansür yiyen konu da ''HAARP''mış biliyor muydun?


Pekiiii...


Gelelim o zaman şu bahsini ettiğim YAPAY DEPREMLER'e...


Tarihte, diğer depremlerden ayrılan 4 adet deprem var. Bunları ben ayırdım, tarihçiler değil ehehe.


Çünkü bu depremler, diğerlerinin aksine farklı birkaç şey barındırıyor.


Bu depremlerde meyveler yanmış.
Balık ölümleri olmuş.
Akıl sır ermeyen görüntüler görülmüş. (Açıklayacağım.)


Ve en önemlisi...


Halkın ''Ateş topu'' dediği ışımalar görülmüş.






''Hangi depremler bunlar?''




1976 Çin Depremi (650.000 kişi öldü)
2010 Şili Depremi
2011 Japonya Depremi


''Eee 3 tane saydın, hani 4 taneydi?''






Bombayı sona sakladım dostum.










Ve 1999 MARMARA DEPREMİ.


Marmara depremini yaşayan kişilere sorun. İçlerinden mutlaka o ışık süzmesini gördüğünü söyleyen çıkacak. Eğer görmediklerini söylüyorlarsa, çok doğal. Deprem anında dikkat etmemiş olabilir bazı insanlar. Benim annem, babam ve halam o ışık süzmesini görenlerden.


Ama demokraside çareler tükenmiyor. İnterneti aç, Google amcana sor.
Manyas Kuş Gölü'nde görülen ateş topları mı dersin, Marmara Denizi'nde balıkçıların gördüğü ışıklar mı dersin, birçok habere ulaşacaksın. Tek yapman gereken ''Marmara Depremi ateş topu'' yazmak.

1976'deki deprem, benim fikrime göre deneme amaçlıydı. HAARP yani Kıyamet teknolojisi denendi. Tesla cihazı denendi.
Çalışıyordu.

1999'daki deprem ise çok ayrı bir boyut.
Depremin olacağı gece, Donanma Komutanlığı'nda askeri devir teslim töreni vardı. Ancak alışılmışın aksine, Gölcük'te İsrail ordusu da vardı. İlk kez böyle bir görüntü ile karşı karşıyaydı Türk milleti.

Uluslararası bir durum olmamasına rağmen askeri devir teslim törenine İsrail ordusu da katılmıştı.

ABD, görevin gizlilikte yürütülmesini istediği için İsrail ile anlaşmıştı.

İsrail ordusu, ABD ile ortak bir bilimsel araştırma yapacağını söyledi. Görevlilerden izin alarak denizaltı korunaklarına indiler. Görevliler dediğim, Demirel ve Ecevit.

Tesla cihazını kurdular. Ve çalışmaya başladı. Küçük boyutta bir şey planlamışlardı ancak ilahı düzen ters tepti. Tesla cihazı, param parça oldu. Deprem çığrından çıktı.

Ve sonuç:

Milyonlar can havliyle kendilerini dışarı attılar.Enkazdan kurtarılan bir bayan Ali Kırca'nın yönettiği Siyaset Meydanı'nda aynen şöyle dedi ''O gece ne olduğunu bilmiyorum ama bildiğim bir şey vardı ki bu depremden farklı bir şeydi''

İletişim hemen kesildi.

İstanbul, iletişim ablukasına alındı. Telefonlar çalışmıyordu. Kimse bilgi akışı yapamıyordu.

4 saat boyunca iletişim durdu.

Cumhurbaşkanı Demirel'in bile telefonu kesilmişti. Gazetelere öyle demişti.

Cumhurbaşkanlığı gibi önemli kurumların telefonu, Uydu Telefonu'dur. Yani ne olursa olsun, telefonları kesilmez.
Yani İsrail-ABD, uyduları bile devredışı bıraktılar.

Patlamanın ardından Tesla cihazının parçaları toplandı. 4 saat yeterli bir zamandı, toplamak için.

İletişim düzeldi.

Ancak bazılarının göz ardı ettiği şeyler yaşanıyordu. Bilimsel araştırma diye yutturulan ABD-İsrail oyunu, milyonlarca dolar hasara ve binlerce insanın hayatına mâl olmuştu.

Rusya, Tesla cihazının geldiğini anladı. Marmara'ya bir araştırma gemisi gönderdi. Denizdeki radyasyonun da farkına varmıştı.

Ama gemi boğazlardan içeri alınmadı.

NATO'ya bağlı ABD gemisi, Rus gemisini durdurdu.


Rusya, Marmara Denizi'ne giremedi.

Ardından İsrail, yardım filoları göndermeye başladı. Araştırmayan, okumayan ve yalnızca TV izleyip, TV'de gördüğü her şeyi kabullenen Türk milleti, İsrail'e alkış tuttu.

''Vay be, ne yardımseverlermiş. Yanımızda oldular, helal olsun ulan''

Ancak İsrail filosu, Gölcük'te görev yaptı. Patlama sırasında ölen adamlarının cesetlerini ve izlerini toplamak için.
ABD'nin hastane gemileri gümrükten içeri alınmadı. Ecevit, içeri almadı.
Ben olsam ben de almam. Tüm millet yine ''Ecevit'in ukalalığı'' diye düşündü. Ancak durum böyle değildi.

Ecevit ve Demirel, kalkıp böyle bir olayı halka açıklayamazlar. Çünkü kendilerinin de parmağı var, neden ülkelerinin kaderini 2 kanlı ele bıraktılar? Nasıl oldu da böyle başıboş bıraktılar onları? Bu yüzden halka açıklamadılar.
Deprem döneminde, gazetelerde yazıldı. Yapay deprem dedi 3-4 gazeteci. Ancak daha sansasyonel haberler dururken, o başlıklar okunmadı. Deprem yüzünden kimsenin gazete okuyacak durumu da yoktu zaten.

Peki İsrail ve ABD neden böyle bir şey yaptı?

Kimine göre, Rusya bomba patlatmıştı. Birileri de Yugoslavya'da patlayan bombaların etkisi diyordu. Hatta PKK yaptı diyen dingolar bile çıktı. Nitekim CNN muhabiri, Ecevit'e ''Bu deprem suni mi?'' demekte bir beis görmedi. Ama akla en yatkın olan Feature Times'ın araştırmasıydı.

Senaryoya göre, ABD'nin San Andreas fay hattı gerilmeye başlamış. Büyük kırılmalar yaşanacakmış ve bu ABD ekonomisine büyük zararlar verecekmiş doğal olarak.
Zaten hatırlarsanız, California'nın bir depremle suya gömüleceği iddiaları vardı. Bu fay hattı California civarlarında bulunuyor işte.
Efenim, ordaki gerilmeyi almışlar, küçük depremler ile dünyanın dört bir yanına dağıtmak istemişler. Nicola Tesla'nın çalışmaları sayesinde.

Yazının başından beri bahsettiğimiz bu teknolojinin çalışma prensibi, düşük frekanslı elektromanyetik ışıma ile yüksek enerjileri nakletmektir.

Uzun zamandır büyük depremlere maruz kalmamış Marmara Bölgesi, birden deprem kuşağına girdi. Depremler birbiri ardına gelmeye başladı.

İşte bunu yapmalarının nedeni, gerçekten büyük bir depremi, küçük boyutlarla atlatabilecek miyiz düşüncesi idi. Çünkü Kuzey Anadolu Fay Hattı büyük gerilimlere başlamıştı. Denenmek için harika bir yerdi. Böylece San Andreas'ın gerilimlerini de önlerlerdi daha sonra.
Ancak ilahi düzen ters tepti. Deprem beklenenin 10.000 kat üstünde oldu.

Devam edelim.

5 Haziran 1977 tarihli New York Times'da 28 Temmuz 1976 yılında Çin, Tangshan'da yaşanan ve 650.000'in üzerinde kişinin ölümüyle sonuçlanan depremle ilgili bir yazı yeraldı.

3:42'deki ilk sarsıntıdan hemen önce , gökyüzü gündüz gibi aydınlanmıştı. Tıpkı Gölcük'te olduğu gibi. Temelde beyaz ve kırmızı olan ışıkları 200 mil uzaklıktan görmek mümkündü. Birçok ağacın yaprakları yandı ve gelişmekte olan sebzeler sanki bir ''ateş topu'' tarafından kavrulmuştu.

Ayrıca 10 Aralık 1976 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Toplantısında "Askeri Ve Diğer Çevresel Değişim Tekniklerinin Düşmana Yönelik Kullanımının Yasaklanması Anlaşması"ni onayladığı rapor edilmişti. Çevreyi değiştirebilecek, deprem vs. yaratabilecek bir teknoloji olmasaydı, böyle bir anlaşma imzalanır mıydı?

Tabi ki de hayır. Evet diyorsan, önce kendimi sonra seni vururum.

1981 yılında nükleer mühendis ve Amerika'daki önde gelen Tesla araştırmacısı Albay Thomas Bearden ,Amerikan Psikotronik Derneğinde bir konferans verdi. Konuşmasından, tartışılan Tesla vericileri hakkında cümlelerini buldum senin için:

"Yaptığımız şey frekansı değiştirmektedir. Eğer frekansı bir yönde değiştirseniz ,enerjiyi dünyanın bir bölümünde hedeflediğiniz yerin ilerisindeki atmosfere boşaltırsınız. Havayı iyonize etmeye başladıkça, hava akış seyrini, jet gidişlerini vb. şeyleri değiştirebilirsiniz. Bu mükemmel bir hava makinasıdır. Eğer ani bir şekilde boşaltırsanız, bunun için küçük iyonizasyon elde etmezsiniz. Bu kez kıvılcımlar ve ateş topları dünyanın yüzeyine boşalacaktır. Bu aletle ileri geri oynayarak dünya çapında dev hava değişikliklerine yolaçabilirsiniz."

Sanki adamın elinde uzaktan kumandalı oyuncak araba var. Nasıl şeker bir şeymiş gibi bahsediyor.
İnsan değil bunları yapanlar.

1976'da Çin Depremi oldu. Tesla cihazı denendi. Balıklar öldü, meyveler yandı, ışıklar görüldü.
Depremin ardından 10 Aralık 1976'da, Birleşmiş Milletler çevreyi değiştiren teknolojilerin, düşman halka kullanılmasını yasakladı. (Kanıt)

80'lere doğru, yapay doğa olayları ile ilgili kitaplar çıkmaya başladı. (Kanıt 2)

San Andreas fay hattı gerilmeye başladı.
1999 Marmara Depremi yapıldı. Fay hattı boşaltma hakkında ilk tecrübe edinildi. (Çin'deki deprem yaratmayı test etmekti.)

Türk basınının en saygın isimleri farklı üsluplarla ''Yapay deprem mi?'' diye sormaktan kendilerini alamadılar. Taha Kıvanç, Can Ataklı ve Sedat Sertoğlu şüphelerini köşelerine aktaran önemli isimlerdi.
Tesla parçalandı.
(Marmara Depremi'nin yapay olduğuna dair kanıtları zaten okudun, tekrar vermeyeceğim.)

Muhtemelen yeniden yapıldı ve tekrar denenmesi gerekiyordu doğal olarak.

Ve 2010 Şili Depremi.

Şili'de de o garip ışımalar görüldü. Tsunami dalgaları oluştu,nehirler yön değiştirdi.

İnanmıyor musun?

Al kanıt:


Ne demiştik?

Bu teknoloji ile deprem yaratabilirler, SUYUN HAREKETİ ile oynayabilirler yani tsunami falan da yapabilirler, iklim değiştirebilirler, kutup eritebilirler.

Gördün mü cancağızım?

Buna da mı inanmıyorsun?

Al sana bir kanıt daha, Şilili depremzede ne diyor:



Şili'de de daha önceki 2 depremde (Çin ve Marmara Depremi) olan şey oldu. Gökyüzü renk değiştirdi. Işımalar oldu.

Ve Şili Depremi'de rafa kalktı.
Tesla çalışıyordu.

Artık, ABD teknolojisini alt edebilme potansiyeli olan devlet durdurulmalıydı, benim fikrime göre. Zaten bunun yapılacağını, İlluminati kartları 1994'te söylemişti.

Japonya'da deprem oldu.

ı2011 geldi çattı ve Japonya, Atom bombasından sonra 2. en büyük felaketini yaşadı. Üstelik tsunami de cabas.
Teknolojileri felç oldu. Japonya'nın 50 yıl geriye düştüğünü söyleyen dergiler oldu.

Başarılmıştı.

Yazının ortalarında, akıl sır ermeyen görüntüler yaşandı demiştim. O görüntüler ne biliyor musun?

Marmara Depremi'nde, Eyüp Sultan'da çalışan bir taksici, Eyüp Sultan'ın yanındaki İslam adamlarının mezarlarında parlak şeylerin dua ettiğini görmüş.

Marmara Depremi'nde enkazdan yeni çıkarılan çocuğa su ve ekmek verilmiş. Çocuk, ''Yaşlı bir amca bana ekmek,su verdi ve gitti zaten'' demiş.

Marmara Depremi'nde, o gece bayanın birisi doğum için eşiyle beraber bir taksiyle hastahaneye gidiyorlarmış.Taksi tam Eyüp şehitliğinden geçerken doğum sancıları tutan bayan kafasını sağa sola çevirmeye başlamış.İşte tam bu sırada bayanın gözü şehitliğe ilişmiş.Bayan gördüğü manzara karşısında dona kalmış.Bütün şehitler kabirlerinden kalkmış elleri semada dua ediyorlarmış.

Japonya Depremi'nde, cami duvarlarını tutan parlak cisimler görülmüş, bir kadın tarafından. Ve Japonya'da bir tek cami bile yıkılmadı, bilir miydiniz? Etrafı perişan ama cami dimdik ayakta. Japonya gayrimüslim bir ülke olmasına rağmen.

Doğaya aykırı bu pis elleri önlemek için neler olmuş görüyor musunuz?

Tüylerim diken diken.

Gözlerim yine doldu.

Kıyamet Teknolojisi, ABD tarafından ''deprem indirgeme teknolojisi'' diye yutturulmakta.

İnsanlar öldürülmekte. Ve hepsi yalnızca bir amaç için. Güç için. Egemenlik için.
Yeni Dünya Düzeni için.

Yeni Dünya Düzeni.

Rothschild, İlluminati'yi ve masonları desteklemektedir. Ve Rothschild, ABD ile İsrail'in kurulmasını sağlayan ailedir. Bir sonraki Cuma, bir sonraki yazıda Rothschild'i ve bilinmeyenleri anlatmaya devam edeceğim.

Ve sen...

Sen dostum...

Bu kareleri unutma, unutturma:





Çok geçmedi bu görüntülerin üzerinden.
Daha dün gibi ensende.


http://selamordaki.blogspot.com.tr/2011/08/haarp-kyamet-teknolojisi-yapay.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder



/*-----3 sütun değil 4 sütun istiyorum diyenlere-----*/

Yapay Depremler, Marmara Depremi (HAARP, Kıyamet Teknolojisi)

Yapay Depremler, Marmara Depremi (HAARP, Kıyamet Teknolojisi)

Sistemi kabullenmeyen şahıs,
Yeniden merhaba.

Çığ gibi büyüyen ilgin ve doğruyu arayışın için teşekkür ediyorum.
Kendimi iyi hissettim.

Bir Cuma günü daha gelip çattı ve yeni ifşalar ile tekrar karşındayım.

Öhö öhö.



Bugün ifşa edeceğimiz konu: ''Suni'', yani ''Yapay'' depremler. Korkabilirsin, çünkü ben bu bilgilere ulaştığımda araştırmaktan ve yazı yazmaktan vazgeçmiştim. Gözlerim dolmuştu.


Ama pes etmemeye karar verdim. Ve seninle paylaşacağım. Ben susarsam, sen susarsan, o susarsa ne olacak halimiz?


Sevdiğim gruplardan Duman versin cevabını, eğer susarsam/susarsak ''halimiz dumaan amaaan..''

''Ne demek oluyor bu?''

Bazı depremlerin doğal olmadığı, birileri tarafından yapıldığı demek oluyor bu.

Konuya bodoslama dalmadan önce, Lady Gaga yazısında deşifre ettiğim İlluminati kartlarından, bu konuyla alakalı olanı, yeniden ortaya koymak istiyorum. Malum, üşengeç Türk bireyleri olaraktan  TV izlemeye saatler ayırırken, 5-6 satır bir şey okumaya zaman bulamıyoruz...

Çok meşgul insanlarız.

Lady Gaga yazısını okumamış cancağızım, ''üşen''meden bu ön bilgileri senin için yazıyorum:

1994'te ortaya sürülen İlluminati ''Yeni Dünya Düzeni'' kartları, 2011'de gerçekleşen Japonya Depremi'ni ve Tsunamisini ilgilendiren 2 kart içeriyor.

Yani 1994'te çıkmış iki kart, Japonya Depremi'ni ve Tsunamisi'ni o günden biliyor.

Vay be.

İşte o kartlar:


Lady Gaga yazısını yazarken, bunu nasıl yapabildiklerini söylememiştim. Başka yazıda yazacağım demiştim.

Evet, işte yazıyorum.

''Bunu nasıl yapıyorlar? Mikail de mi İlluminati?''

Hayır, Mikail tabi ki İlluminati değil. Ama senin tahmininden bile daha büyük bir teknoloji var. Mikail'e ve ilahi düzene kafa tutan ''kanlı'' eller var.

1856 yılında, Yugoslavya'da bir köyde (Şu anda Sırbistan sınırları içerisinde) Nikola Tesla adında bir güruh dünyaya geldi.
Bu güruh, şu anda hayatında olan ve teknolojinin canı, ciğeri sayılabilecek birçok eyin mucidi.

Tam bir elektrik adamı.

Florasan lambayı, neon ışıklarını, hızlıölçeri, radarı, mikrodalga fırını, otomobillerin ateşleme sistemini, elektron mikroskobunu, bu adamın icat ettiğini bilen çok azdır.

Günümüzdeki çoğu cihazın çalışmasını sağlayan ve evlerde, sanayilerde kullanılan ''Alternatif' Akım''ın temelleri de bu adam sayesinde oluşmuştur.


Binlerce volt arasında, kılı bile kıpırdamadan nasıl da kitap okuyor kereta.

Fantezi.

Bu herif hakkında bir takım iddialar var. Bu iddiaların inanılabileceğine, yazının sonunda eminim ki sen de karar vereceksin.

Bu adam öyle çalışmalar yapıyor ki, ABD, araştırmalarının yakın takipçisi oluyor. Zaten hayatı ABD'de sürüyor, zamanında ABD'ye göç etmiş. Bu çalışmalarından biri ''Kablosuz Elektrik'' diye basitçe tanımlayabileceğimiz şey.

''Bu mümkün mü?''

Evet. 

Kayıp şehir Atlantis hakkında bir şeyler okuduysan veya izlediysen, bu şehrin göbeğinde bir kristal olduğunu da bilirsin. Bu kristali biliyorsan, Atlantis halkının elektrikli cihazlarını, o kristalle çalıştırdıklarını ve ışığı bu sayede elde ettiklerini de bilirsin. O kristalin yarattığı ışımalar ve dalgalar sayesinde elektrik elde etmişlerdir.

Bunlar, literatürde yazılı olarak elimizde yoktur, ancak kimse tarafından da yalanlanmamaktadır.

Bu adam, tamamı bakırdan yapılma bir kule inşa ediyor ve cihazlara kablosuz elektrik iletmeyi hedefliyor. Hatta bu sayede dünyanın her yerine ulaşabilen bir telsiz de devreye sokacak. Ancak ABD, tehlikeli görüyor ve o kuleyi yıkıyor. Hatta yıkamıyor, parça parça söküyor.


Bir iddiaya göre, 20.YY'da bir adam, bir inşaata giriyor. Cebinden çıkardığı bir cihazı duvara dayıyor. İnşaat görevlileri adamı engellemeye çalışırken birden bire inşaat sallanmaya başlıyor. Daha sonra bölgeye polislerin gelmesi ile adam cihazı cebine tekrar sokup kaçıyor. 

O cihaz ''TELEFORCE'' cihazıdır.
O adam da Nikola Tesla'dır.

Teleforce cihazı, deprem yaratabilmektedir. Nikola Tesla, bu cihazı geliştirmek için dökümanlar yazarken ve çözümler ararken, bir otel odasında ölmüştür. ABD ordusu, dökümanları ''tehlikeli'' bularak, dökümanlara el koymuştur.

Ve böylece HAARP serüveni başlar...


HAARP, Alaska'da ABD Ordusu'na bağlı olarak işlev görmekte olan bir bilimsel araştırma merkezinde yaşamaya devam ediyor.

Amacı iyonosferi araştırmaktır. Ve ilk kez ''Nikola Tesla'' tarafından kıvılcımlandığı herkes tarafından bilinmektedir.

Tesla, atmosfere dalgalar göndermiş ve bunun çok daha güçlü bir şekilde geri döndüğünü görmüştür. Benim ''Kablosuz Elektrik'' olarak size sunduğum çalışma bundan ibaret işte. 40 km. uzaklıktan 100 ampulü yakmıştır Tesla, bu teknoloji ile.

Günümüzde Alaska'daki üs de benzer bir etkinlik yürütmekte...

İyonosfere yolladığı radyo dalgalarını istedikleri yere yansıtabilmektedir.

''Ne yapabilir ki bu dalgalar ile?'' deme.

Bu sayede,

Kutupları eritebilir veya yerinden oynatabilir.
Ozon tabakası üzerinde değişiklik yapabilir.
İklimleri değiştirebilir.
Deprem yaratabilir.
Termonükleer patlama yaratabilir.
Su dalgalarını kontrol edebilir. Yani tsunami de yaratabilir.
Yarattığı elektromanyetik dalgaları insanlara yönelterek, beyinleri kontrol edebilir.

Korkunç.

Hatta iğrenç.

İşte bu yüzden, bu HAARP'a çoğu ülke ve insan karşı çıktı zamanında. Ancak günümüzde yönetilen ve sürekli önüne yeni şey konulan ulusal ve küresel medya, insanları uyandıracak bu gelişmeleri aktarmaktan yoksun.

Alaska'da kapalı bir alanda böyle bir faaliyet var ancak kimsenin haberi yok. Alaska'da 20 civarı kişi yaşıyor zaten. Kimsenin gelip geçmediği, ıssız bir yer. Uçakların geçmesi bile yasak ve tehlikeli...Elektromanyetik dalgalar yüzünden.

Oh mis.

Pembe pamuklar üzerinde paşa paşa görüyorlar işlerini. Kıytırık bir de internet sitesi yapmışlar, işi ''biz gizli değiliz yiaa'' boyutuna getirmek için.

İyonosfere yolladıkları dalgalar, kutup ışımalarına benzer bir ışıma yaratıyor. Şekil A:





Bu dalgaları yönlendirdikleri yerde, saydığım maddelerdeki herhangi bir şeyi gerçekleştirebiliyorlar.


Bu dalgaları yansıttıkları anda, gökyüzünde fotoğraflardaki gibi değişiklikler oluyor. Yani eğer yapay olarak deprem gerçekleşiyorsa, tsunami vs. gerçekleşiyorsa bunu anlayabiliyoruz.


Ayrıca internet tarihinde en çok sansür yiyen konu da ''HAARP''mış biliyor muydun?


Pekiiii...


Gelelim o zaman şu bahsini ettiğim YAPAY DEPREMLER'e...


Tarihte, diğer depremlerden ayrılan 4 adet deprem var. Bunları ben ayırdım, tarihçiler değil ehehe.


Çünkü bu depremler, diğerlerinin aksine farklı birkaç şey barındırıyor.


Bu depremlerde meyveler yanmış.
Balık ölümleri olmuş.
Akıl sır ermeyen görüntüler görülmüş. (Açıklayacağım.)


Ve en önemlisi...


Halkın ''Ateş topu'' dediği ışımalar görülmüş.






''Hangi depremler bunlar?''




1976 Çin Depremi (650.000 kişi öldü)
2010 Şili Depremi
2011 Japonya Depremi


''Eee 3 tane saydın, hani 4 taneydi?''






Bombayı sona sakladım dostum.










Ve 1999 MARMARA DEPREMİ.


Marmara depremini yaşayan kişilere sorun. İçlerinden mutlaka o ışık süzmesini gördüğünü söyleyen çıkacak. Eğer görmediklerini söylüyorlarsa, çok doğal. Deprem anında dikkat etmemiş olabilir bazı insanlar. Benim annem, babam ve halam o ışık süzmesini görenlerden.


Ama demokraside çareler tükenmiyor. İnterneti aç, Google amcana sor.
Manyas Kuş Gölü'nde görülen ateş topları mı dersin, Marmara Denizi'nde balıkçıların gördüğü ışıklar mı dersin, birçok habere ulaşacaksın. Tek yapman gereken ''Marmara Depremi ateş topu'' yazmak.

1976'deki deprem, benim fikrime göre deneme amaçlıydı. HAARP yani Kıyamet teknolojisi denendi. Tesla cihazı denendi.
Çalışıyordu.

1999'daki deprem ise çok ayrı bir boyut.
Depremin olacağı gece, Donanma Komutanlığı'nda askeri devir teslim töreni vardı. Ancak alışılmışın aksine, Gölcük'te İsrail ordusu da vardı. İlk kez böyle bir görüntü ile karşı karşıyaydı Türk milleti.

Uluslararası bir durum olmamasına rağmen askeri devir teslim törenine İsrail ordusu da katılmıştı.

ABD, görevin gizlilikte yürütülmesini istediği için İsrail ile anlaşmıştı.

İsrail ordusu, ABD ile ortak bir bilimsel araştırma yapacağını söyledi. Görevlilerden izin alarak denizaltı korunaklarına indiler. Görevliler dediğim, Demirel ve Ecevit.

Tesla cihazını kurdular. Ve çalışmaya başladı. Küçük boyutta bir şey planlamışlardı ancak ilahı düzen ters tepti. Tesla cihazı, param parça oldu. Deprem çığrından çıktı.

Ve sonuç:

Milyonlar can havliyle kendilerini dışarı attılar.Enkazdan kurtarılan bir bayan Ali Kırca'nın yönettiği Siyaset Meydanı'nda aynen şöyle dedi ''O gece ne olduğunu bilmiyorum ama bildiğim bir şey vardı ki bu depremden farklı bir şeydi''

İletişim hemen kesildi.

İstanbul, iletişim ablukasına alındı. Telefonlar çalışmıyordu. Kimse bilgi akışı yapamıyordu.

4 saat boyunca iletişim durdu.

Cumhurbaşkanı Demirel'in bile telefonu kesilmişti. Gazetelere öyle demişti.

Cumhurbaşkanlığı gibi önemli kurumların telefonu, Uydu Telefonu'dur. Yani ne olursa olsun, telefonları kesilmez.
Yani İsrail-ABD, uyduları bile devredışı bıraktılar.

Patlamanın ardından Tesla cihazının parçaları toplandı. 4 saat yeterli bir zamandı, toplamak için.

İletişim düzeldi.

Ancak bazılarının göz ardı ettiği şeyler yaşanıyordu. Bilimsel araştırma diye yutturulan ABD-İsrail oyunu, milyonlarca dolar hasara ve binlerce insanın hayatına mâl olmuştu.

Rusya, Tesla cihazının geldiğini anladı. Marmara'ya bir araştırma gemisi gönderdi. Denizdeki radyasyonun da farkına varmıştı.

Ama gemi boğazlardan içeri alınmadı.

NATO'ya bağlı ABD gemisi, Rus gemisini durdurdu.


Rusya, Marmara Denizi'ne giremedi.

Ardından İsrail, yardım filoları göndermeye başladı. Araştırmayan, okumayan ve yalnızca TV izleyip, TV'de gördüğü her şeyi kabullenen Türk milleti, İsrail'e alkış tuttu.

''Vay be, ne yardımseverlermiş. Yanımızda oldular, helal olsun ulan''

Ancak İsrail filosu, Gölcük'te görev yaptı. Patlama sırasında ölen adamlarının cesetlerini ve izlerini toplamak için.
ABD'nin hastane gemileri gümrükten içeri alınmadı. Ecevit, içeri almadı.
Ben olsam ben de almam. Tüm millet yine ''Ecevit'in ukalalığı'' diye düşündü. Ancak durum böyle değildi.

Ecevit ve Demirel, kalkıp böyle bir olayı halka açıklayamazlar. Çünkü kendilerinin de parmağı var, neden ülkelerinin kaderini 2 kanlı ele bıraktılar? Nasıl oldu da böyle başıboş bıraktılar onları? Bu yüzden halka açıklamadılar.
Deprem döneminde, gazetelerde yazıldı. Yapay deprem dedi 3-4 gazeteci. Ancak daha sansasyonel haberler dururken, o başlıklar okunmadı. Deprem yüzünden kimsenin gazete okuyacak durumu da yoktu zaten.

Peki İsrail ve ABD neden böyle bir şey yaptı?

Kimine göre, Rusya bomba patlatmıştı. Birileri de Yugoslavya'da patlayan bombaların etkisi diyordu. Hatta PKK yaptı diyen dingolar bile çıktı. Nitekim CNN muhabiri, Ecevit'e ''Bu deprem suni mi?'' demekte bir beis görmedi. Ama akla en yatkın olan Feature Times'ın araştırmasıydı.

Senaryoya göre, ABD'nin San Andreas fay hattı gerilmeye başlamış. Büyük kırılmalar yaşanacakmış ve bu ABD ekonomisine büyük zararlar verecekmiş doğal olarak.
Zaten hatırlarsanız, California'nın bir depremle suya gömüleceği iddiaları vardı. Bu fay hattı California civarlarında bulunuyor işte.
Efenim, ordaki gerilmeyi almışlar, küçük depremler ile dünyanın dört bir yanına dağıtmak istemişler. Nicola Tesla'nın çalışmaları sayesinde.

Yazının başından beri bahsettiğimiz bu teknolojinin çalışma prensibi, düşük frekanslı elektromanyetik ışıma ile yüksek enerjileri nakletmektir.

Uzun zamandır büyük depremlere maruz kalmamış Marmara Bölgesi, birden deprem kuşağına girdi. Depremler birbiri ardına gelmeye başladı.

İşte bunu yapmalarının nedeni, gerçekten büyük bir depremi, küçük boyutlarla atlatabilecek miyiz düşüncesi idi. Çünkü Kuzey Anadolu Fay Hattı büyük gerilimlere başlamıştı. Denenmek için harika bir yerdi. Böylece San Andreas'ın gerilimlerini de önlerlerdi daha sonra.
Ancak ilahi düzen ters tepti. Deprem beklenenin 10.000 kat üstünde oldu.

Devam edelim.

5 Haziran 1977 tarihli New York Times'da 28 Temmuz 1976 yılında Çin, Tangshan'da yaşanan ve 650.000'in üzerinde kişinin ölümüyle sonuçlanan depremle ilgili bir yazı yeraldı.

3:42'deki ilk sarsıntıdan hemen önce , gökyüzü gündüz gibi aydınlanmıştı. Tıpkı Gölcük'te olduğu gibi. Temelde beyaz ve kırmızı olan ışıkları 200 mil uzaklıktan görmek mümkündü. Birçok ağacın yaprakları yandı ve gelişmekte olan sebzeler sanki bir ''ateş topu'' tarafından kavrulmuştu.

Ayrıca 10 Aralık 1976 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Toplantısında "Askeri Ve Diğer Çevresel Değişim Tekniklerinin Düşmana Yönelik Kullanımının Yasaklanması Anlaşması"ni onayladığı rapor edilmişti. Çevreyi değiştirebilecek, deprem vs. yaratabilecek bir teknoloji olmasaydı, böyle bir anlaşma imzalanır mıydı?

Tabi ki de hayır. Evet diyorsan, önce kendimi sonra seni vururum.

1981 yılında nükleer mühendis ve Amerika'daki önde gelen Tesla araştırmacısı Albay Thomas Bearden ,Amerikan Psikotronik Derneğinde bir konferans verdi. Konuşmasından, tartışılan Tesla vericileri hakkında cümlelerini buldum senin için:

"Yaptığımız şey frekansı değiştirmektedir. Eğer frekansı bir yönde değiştirseniz ,enerjiyi dünyanın bir bölümünde hedeflediğiniz yerin ilerisindeki atmosfere boşaltırsınız. Havayı iyonize etmeye başladıkça, hava akış seyrini, jet gidişlerini vb. şeyleri değiştirebilirsiniz. Bu mükemmel bir hava makinasıdır. Eğer ani bir şekilde boşaltırsanız, bunun için küçük iyonizasyon elde etmezsiniz. Bu kez kıvılcımlar ve ateş topları dünyanın yüzeyine boşalacaktır. Bu aletle ileri geri oynayarak dünya çapında dev hava değişikliklerine yolaçabilirsiniz."

Sanki adamın elinde uzaktan kumandalı oyuncak araba var. Nasıl şeker bir şeymiş gibi bahsediyor.
İnsan değil bunları yapanlar.

1976'da Çin Depremi oldu. Tesla cihazı denendi. Balıklar öldü, meyveler yandı, ışıklar görüldü.
Depremin ardından 10 Aralık 1976'da, Birleşmiş Milletler çevreyi değiştiren teknolojilerin, düşman halka kullanılmasını yasakladı. (Kanıt)

80'lere doğru, yapay doğa olayları ile ilgili kitaplar çıkmaya başladı. (Kanıt 2)

San Andreas fay hattı gerilmeye başladı.
1999 Marmara Depremi yapıldı. Fay hattı boşaltma hakkında ilk tecrübe edinildi. (Çin'deki deprem yaratmayı test etmekti.)

Türk basınının en saygın isimleri farklı üsluplarla ''Yapay deprem mi?'' diye sormaktan kendilerini alamadılar. Taha Kıvanç, Can Ataklı ve Sedat Sertoğlu şüphelerini köşelerine aktaran önemli isimlerdi.
Tesla parçalandı.
(Marmara Depremi'nin yapay olduğuna dair kanıtları zaten okudun, tekrar vermeyeceğim.)

Muhtemelen yeniden yapıldı ve tekrar denenmesi gerekiyordu doğal olarak.

Ve 2010 Şili Depremi.

Şili'de de o garip ışımalar görüldü. Tsunami dalgaları oluştu,nehirler yön değiştirdi.

İnanmıyor musun?

Al kanıt:


Ne demiştik?

Bu teknoloji ile deprem yaratabilirler, SUYUN HAREKETİ ile oynayabilirler yani tsunami falan da yapabilirler, iklim değiştirebilirler, kutup eritebilirler.

Gördün mü cancağızım?

Buna da mı inanmıyorsun?

Al sana bir kanıt daha, Şilili depremzede ne diyor:



Şili'de de daha önceki 2 depremde (Çin ve Marmara Depremi) olan şey oldu. Gökyüzü renk değiştirdi. Işımalar oldu.

Ve Şili Depremi'de rafa kalktı.
Tesla çalışıyordu.

Artık, ABD teknolojisini alt edebilme potansiyeli olan devlet durdurulmalıydı, benim fikrime göre. Zaten bunun yapılacağını, İlluminati kartları 1994'te söylemişti.

Japonya'da deprem oldu.

ı2011 geldi çattı ve Japonya, Atom bombasından sonra 2. en büyük felaketini yaşadı. Üstelik tsunami de cabas.
Teknolojileri felç oldu. Japonya'nın 50 yıl geriye düştüğünü söyleyen dergiler oldu.

Başarılmıştı.

Yazının ortalarında, akıl sır ermeyen görüntüler yaşandı demiştim. O görüntüler ne biliyor musun?

Marmara Depremi'nde, Eyüp Sultan'da çalışan bir taksici, Eyüp Sultan'ın yanındaki İslam adamlarının mezarlarında parlak şeylerin dua ettiğini görmüş.

Marmara Depremi'nde enkazdan yeni çıkarılan çocuğa su ve ekmek verilmiş. Çocuk, ''Yaşlı bir amca bana ekmek,su verdi ve gitti zaten'' demiş.

Marmara Depremi'nde, o gece bayanın birisi doğum için eşiyle beraber bir taksiyle hastahaneye gidiyorlarmış.Taksi tam Eyüp şehitliğinden geçerken doğum sancıları tutan bayan kafasını sağa sola çevirmeye başlamış.İşte tam bu sırada bayanın gözü şehitliğe ilişmiş.Bayan gördüğü manzara karşısında dona kalmış.Bütün şehitler kabirlerinden kalkmış elleri semada dua ediyorlarmış.

Japonya Depremi'nde, cami duvarlarını tutan parlak cisimler görülmüş, bir kadın tarafından. Ve Japonya'da bir tek cami bile yıkılmadı, bilir miydiniz? Etrafı perişan ama cami dimdik ayakta. Japonya gayrimüslim bir ülke olmasına rağmen.

Doğaya aykırı bu pis elleri önlemek için neler olmuş görüyor musunuz?

Tüylerim diken diken.

Gözlerim yine doldu.

Kıyamet Teknolojisi, ABD tarafından ''deprem indirgeme teknolojisi'' diye yutturulmakta.

İnsanlar öldürülmekte. Ve hepsi yalnızca bir amaç için. Güç için. Egemenlik için.
Yeni Dünya Düzeni için.

Yeni Dünya Düzeni.

Rothschild, İlluminati'yi ve masonları desteklemektedir. Ve Rothschild, ABD ile İsrail'in kurulmasını sağlayan ailedir. Bir sonraki Cuma, bir sonraki yazıda Rothschild'i ve bilinmeyenleri anlatmaya devam edeceğim.

Ve sen...

Sen dostum...

Bu kareleri unutma, unutturma:





Çok geçmedi bu görüntülerin üzerinden.
Daha dün gibi ensende.


http://selamordaki.blogspot.com.tr/2011/08/haarp-kyamet-teknolojisi-yapay.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

/* -----Bitiş-----*/